Adına vatandaş diyenler bilir
Yıllara dayanır yaşı Rıza'nın.
Bu acı kaftanı giyenler bilir
Yerinde ağırdır taşı Rıza'nın.


İmkânsız olunca gün yüzü görmek
Acıya dönüştü verdiği emek
Sofraya oturup bir kaşık yemek
Yemeden kırıldı dişi Rıza'nın

Ömrünün dağına tırmandı keder
Yarını bugünden, dününden beter
Kimisi şans dedi kimisi kader
Ters gitti tersine işi Rıza'nın.

Köreldi hesabı, bileyemedi
Derdini kimseye söyleyemedi
Borç aldı bankadan ödeyemedi
Sıkıştı köşeye başı Rıza'nın.

Dert gelip aniden kapıyı çaldı
Mutluluk umudu yarıda kaldı
Uyudu, uyandı, hayale daldı
Gerçeği bilmedi düşü Rıza'nın.

Hürriyet aşkının hazin romanı
Yazılıp çizildi, geçti zamanı
Unuttu ovayı, dağı, ormanı
Konmadı dalına kuşu Rıza'nın.

Köyünden kovdular, bulandı suyu
Onca yıl ardından kazdılar kuyu
Gurbetin damında seneler boyu
Dinmedi gözünün yaşı Rıza'nın.

Su tutmaz bu testi, delindi artık
Sabrın da sonuna gelindi artık
Her gün bir parçaya bölündü artık
Küçüldü ekmeği, aşı Rıza'nın.



Engin Yeşilyurt
3 Nisan 2022