Yetmedi mi ey yurdum,
Bu aymazlık, bu gaflet?
Bu yolun hiç yol değil,
Bunun sonu felaket!


Üstünden silkin artık,
Şu ölü toprağını,
Yeşil, ak örümcekler,
Örüyorlar ağını.

El ele veriyorlar,
Şerefsizle, hainle,
Saldırıyorlar sana,
Onca nefret ve kinle.

Seni kutsallarınla,
Sırtından vuruyorlar.
Yarınını gasp edip,
Tuzaklar kuruyorlar.

Bir hatırla geçmişi,
Böylemiydi vatanın?
Kemikleri sızlıyor
Toprağında yatanın.

Ataların kanıyla
Bu toprak senin oldu.
Şimdi ise vatanın
Mültecilerle doldu.

Belki şimdi sen değil,
Ama bil çocukların,
Öz vatan, yurtlarında
Garipleri yarının.

Senin mi sanıyorsun,
Üstünü ve başını?
Borç ile buluyorsun
Sofrandaki aşını.

Eskiden Anadolu,
Eşsiz güzel, cennetti,
Toprağı hepimizi
Doyuran bereketti.

Cennet, toprak kalmadı,
Her yer beton dökülü.
Sana biçilen 'kader(!)':
'Beton altında ölü'

Oysa bu memlekete
Efendi, sahip sensin.
Cumhuriyetimizde
Yegane egemensin.

Ne zaman razı oldun,
Kula kulluk yapmaya?
Adile, Hakk'a değil,
Örümceğe tapmaya?

Yoksa sen değil misin,
Tarihe damga vuran,
İmparatorlar yıkıp,
İmparatorluk kuran?

Yükselt artık sesini,
Haykır, örümcek ürksün.
Unutma ki sen necip,
Unutma ki sen Türksün!