Seni başka bir zaman, tanımış olmayı isterdim
Yüzüm güneşe dönükken mesela, kollarımla fezayı döndürürken
Öldürürken kederi ve hüznü, inatla gülümserken kavgaya
Yıkarken insanlığın onursuz barikatlarını, mertçe başkaldırırken, saygıyla inandığım Tanrı'ya...

Başka bir zaman tanımış olmayı isterdim seni
Göğün mavisine alışıkken gözlerim, dişlerim ısırıyorken umarsızca umudu
Şerefini satanların çanına ot tıkarken ya da korurken bir mazlumu bir zalimin azabından
Küfrederken düzenin aşağılık böceklerine, şükrederken huzurla, sevgiyle inandığım Tanrı'ya...

Tanımış olmayı seni, isterdim başka bir zaman
Elini tutardım o zaman her deniz kıyısında
Zamansız türküler söylerdim eğilip kulağına ki güzeldir sesim ağlardın muhtemelen omzumda
Yüreğimde saklardım seni bu puştların dünyasında, sorarken neden diye, bir kibirli Tanrı'ya...

Bir zaman tanımış olmayı isterdim seni,
Başka masallar anlatırdım kimsenin bilmediği
Milletimi, kavgamı, kalabalık bir yalnızlığı
Tanımadım başka bir zaman, olmadı istediğim, ismin kadar güzelsin, sonbaharın çiçeği...