Sulu sepken kar yağarken dağıma,
Sevinen namussuz, gülen namussuz,
Bir yakıcı gün ağarken bağıma,

Onu dilim dilim dilen namussuz.


Her fırsatta varı yoğu sömüren,
Çıkar için taşı bile kemiren,
Haram yiye yiye şişip semiren,
Milletin cebini delen namussuz.

Keser gibi daim yontar kendine,
Suyu hep çevirir kendi bendine,
Yakıp yıkar kapılanı fendine,
Her şeyi kendinin bilen namussuz.

Her zaman hep odur yılanın başı,
Yalan, dolan, talan bütün uğraşı,
Vermez ya, verse de zehirdir aşı,
Mazlumun aklını çelen namussuz.

İyiliğe kurşun sıkar bin kere,
Güzel görse tahrip eder yok yere,
Sanki dersin insan değil haşere,
Her ziyanda akla gelen namussuz.

Her yerde hep bakar kendi kârına,
Tınmaz hiç kimsenin ahuzarına,
Göz diker kamunun bütün varına,
Kâr için milleti bölen namussuz.

Yalan söyler hiç gözünü kırpmadan,
Rahat durmaz ona buna çarpmadan,
Günü geçmez ki hiç çalıp çırpmadan,
Her şeyi süpürüp silen namussuz.

Asla el uzatmaz yardım çağrına,
Bir ok da o saplar yanık bağrına,
Seyreder uzaktan, güler ağrına,
Keyfinden dört yana yelen namussuz.

Ah almaktan korkmaz, utanmaz kuldan,
Saygı, sevgi ona önemsiz puldan,
Vazgeçmemek için çaputtan, çuldan,
Ölmekse tek yolu, ölen namussuz.

Her pis işe hep hazır vaziyette,
Üstüne bulunmaz bu meziyette,
Usta olmuş ezada, eziyette,
Zulmü ilmek ilmek ilen namussuz.