Göy bulanda, ak alanda doğmuşum,
Çelik pençemde çok yağı boğmuşum,
Ulu atamdan Göyce ad almışım...

Al kanımdan al bayrağa sar beni;
Göy Ata'dan, Göy Bilgeden sor beni!

Ocaklanıp çağ üstüne pişende,
At üstünde uğru peşi düşende,
Sarp kayada kurt ile güreşende.

Acunda nizam değilse dar beni,
Meydanlarda er kişiden sor beni!

Akınlar da Ötüken'de toy olur...
İl tutan soyumdan nice boy olur,
Bir can gider evdeşine oy olur.

Say gidip gelmeyenlerden yâr beni;
Uçmaklarda er Ata'dan sor beni!

Kargı alsın soluk dokuz neferim!
Kanla dolsun döşüm ve ciğerlerim!
Geri kalmaz tümen tümen erlerim...

Korkusuz ölümlere tut, kar beni,
Cihan üzre kalanlardan sor beni.

Kara göl, keskin kımız, doru atım...
Neden böyle kara, bunlu şu bahtım?
Mezarsız toprakta sarayım, tahtım.

At üstüne seferler de yor beni;
Alpamış'tan, Gökbörü'den sor beni.

Kan gerekir Kağan'a şan vermeye,
Töre üzre yaşayıp, er ölmeye!
Canım içre canlar verip gülmeye...

Kızıl Tamu yakmaz, yakmaz kor beni
Ol Cennetin ırmağından sor beni...