Aklıma sen geldikçe, burun kemiğim sızlar,
Heyhat! Cumhuriyetin kurulduğu tarihsin.
Sanki ağıt yakmıştı gökyüzünde yıldızlar,
Coğrafyanın kalbinden vurulduğu tarihsin.

"Sınır dediğin ne ki? Karış gelir" diyerek,
"Bundan sonra dostlukta yarış gelir" diyerek.
Harbin başlangıcına, "Barış gelir" diyerek,
Kâbusların hayıra(!) yorulduğu tarihsin.

Tescilli katillere "Barış elçisi" denip
Peygamberler şehrinde sıcak lahmacun yenip.
Üstelik parasının cebimizden ödenip
Hesabının bizlere sorulduğu tarihsin.

Alenen gösterdiler silahların ucunu,
Çekildi tüm gözlere 'nemelazım' macunu.
Senden sonra Türkmen'e dar ettiler acunu,
İçimin buram buram burulduğu tarihsin.

Adeta asır sürdü sendeki bir saniye,
PYD'li dediler, PKK'lı caniye.
Toprağıma basarak geçtiler Kobani'ye,
Soytarılara selam durulduğu tarihsin.

Eli kanlı zalimin önünde diz çökerek,
Kanla dolu yaşları içimize dökerek.
Göğüs kafesimizi ta yerinden sökerek,
Kalbimizin ortadan yarıldığı tarihsin.

Şam ve Halep bizimdi, orda vardı valimiz,
Artık yeniden şaha kalkmaktı hayalimiz.
Seninle arşa çıktı bu perişan halimiz,
Şanlı mazinin bize darıldığı tarihsin.

Şimdi kolum yetmiyor ne Halep'e ne Şam'a,
Gayri delik büyüdü kifayet etmez yama.
Bunu söylemek bile zül gelir bana ama
Müslüman'ın yılana sarıldığı tarihsin,
Siyonist hedeflere varıldığı tarihsin.