Terazimiz kırıldı, bozuldu mizanımız,
Ölçüyü kaybetmişiz; azı, çoktan anlarız.
İyice mankurtlaştık, tükendi izanımız,
Neyin var olduğunu; dönüp yoktan anlarız. 

Niyetimiz içinde olmalı ki sakınca;
Duamız cevap bulmaz dil ile yalvarınca.
Yaptığımız infaktan doymaz iken karınca,
Kimin aç kaldığını karnı toktan anlarız.

Beden değil beyinde işleniyor zinalar,
Rahimdeki ceninler her şeye aşinalar.
Yerle yeksan olsa da yeryüzünde binalar,
Deprem yaşandığını artçı şoktan anlarız.

Oysa bize denmişti mahlûkatın eşrefi,
Pazar tezgâhlarında ucuz sattık şerefi.
Bin kez nişan alsak da ıskalarız hedefi,
Gerilmeyen bir yayı kırık oktan anlarız.

Okuyup atamayız beynimizin pasını,
Bir an bile çekmeyiz cahilliğin yasını.
Öyle bilgiliyiz ki (!) yumurtanın hasını,
Üzerine sürülen kuru b.ktan anlarız.

04.03.2017-Malatya
Mustafa Erkenekli