göğün alnına köprü kuruyor
gecede kayın
sayılı kaldırımlar /yeniden sayın
odaları süslüyor vazolar
içinde beyaz yol çiçekleri
emanet bir zamandan geçiyor
elbisende yamaların

bir kayın çimenleri okşuyor saçıyla ala canlı
bir kayın buna ağlıyor nedense
cam tanesi meyveler
eleyip asıyor güneşleri duvara
gölgesini dikiyor umutların

şarkı söylüyor annem kapıda
ilk çağdan beri, o da kayın
ikizini arıyor bütün cezalar yankısında ayın
tuhaf
ufalanıyor kayınlar kayalar gibi sonra

bir soğuk bir ateş sorma
her dalında başka açan bir dil
her toprağa sığan başka iklim
silahlar çekiliyor göz bebeğine
aklın şaşar dünya
kalbini doğurmuş kayın
düşüyor aşkın göbeğine kayıp
hepimiz için dal yeşil kırılmış ve kış
utanıyor kayın utanmıyor ayıp

.