İnsan kalemi buldu, söze tahayyül düştü,
Âlemi çözmek için ruha tahammül düştü.

Gerçeği arayana aleniyken kâinat,
Gündüze kara perde, gecelere tül düştü.

Bakmak; görmek sanıldı; gönül gözü kör oldu, 
Söylemek isteyenin diline müşkül düştü. 

Yaşamak sofrasında bölüşülürken aylar,
Nisanı eller aldı, garibe eylül düştü.

Doğruların peşinde ömür boyu yol alıp
Dörtnala gitmek için bindiği düldül düştü. 

Dişlerini sıkınca sabır taşı çatladı,
Dağılırken tespihi ucundan püskül düştü. 

Pınarları kuruyup tükenirken damlası,
Gözlerinin altına solgun bir sümbül düştü. 

Taksimat terazisi yitirdi adaleti,
Mazlum olana mahpus, zalime ödül düştü. 

İfrat-tefrit arası kavrulurken yeryüzü
Ayrıklar arasına sahipsiz üçgül düştü.

Kimisi çok ağlarken kiminin güldü yüzü,
Kiminin kem bahtına kırılmış gönül düştü. 

Yanlışa güç yetmedi, sözler anlamsız kaldı,
Sükut hüküm sürerken, kalbe tevekkül düştü.

Çaresizlik yüzünden efkârlanıp yakılan,
Sigaranın ucunda yanıp giden kül düştü.

Akamete uğrarken şairin mısraları,
Bitmemiş bir şiirin sonuna virgül düştü. 

Âlemi çözmek için ruha tahammül düştü,
İnsan kalemi buldu, söze tahayyül düştü. 


19.06.2020 - Malatya
Mustafa Erkenekli