Zamanın en vahim noktası bugün
Saati çıkmaza kurduk, ağladık.
Akşamdan sabaha eriyip gün gün
İncelen umudu kırdık, ağladık.


Çökerken evlerin balkonu, damı
Beton toz eyledi demiri, kumu
Moloza dönüşen bunca yıkımı
Âdem'in zûlmüne yorduk, ağladık.

Sanki bu diyarda koptu kıyamet
Felaket geldikçe okundu rahmet
Matemli kirpikte, gözlerde zahmet
Yüzlerde olanı gördük, ağladık.

Duygular biçâre, gönüller garip
Ölümlü dünyanın altına girip
Kaç canı ağıtla toprağa verip
Mezarın başında durduk, ağladık.

Mevsimin şubatta yaşattığı son
Büyüttü hüsranı geceleyin don Ayazda bekleyip seksen beş milyon
Buzuldan yumaklar ördük, ağladık.

Bilhassa yoklukta biz bizi bilip
Ne varsa paylaştık milyona bölüp
Yapılar çökünce yan yana gelip
Acıyı acıyla kardık, ağladık.

Günlerdir vatanda derdin, cefanın
Şahidi olarak bu korkunç ânın
Maraş'ın, Antep'in, Şanlıurfa'nın
Hatay'ın hâlini sorduk, ağladık.

Ey Adıyaman'ım, bu nasıl neden
Uyandı Kilis'im ah ile birden
Adana haykırdı Osmaniye'den
Sesleri kefene sardık, ağladık.

Ne var ki burada, işte bu ânın
Yasını taşıdık binlerce canın
Irk, dil, din demeden önce insanın
Canlının farkına vardık, ağladık.

Engin Yeşilyurt
12 Şubat 2023