Sen olmasaydın hiç düşmanım olmazdı.
Geceleri uykularım kaçmaz, sabah güne aklımda bin sual ile uyanmazdım.
Daha ilk defa elini tuttuğum kızın bile her kelamını bir şekilde siyasete bağlayarak, kızcağızın kafasını saatlerce ütülemezdim.

Bir çok aşk şiirim olurdu mesela.
Geceleri memleket meseleleri yerine eski aşklarımı düşünürdüm. 

Mevzu "Sen" olunca, başımı belaya sokmaz. Kimseyle karakolluk oluncaya kadar atışmazdım. 
Siyasette amacım makam, mevki kapmak olurdu. Girdiğim her teşkilattan üç gün sonra kovulmazdım. 

Çanakkale destanı diye bir destan olmayacağı için türküsü de olmayacaktı tabi ki. 

"Ölmeden kefene koydular beni" mısrası aklıma geldikçe bugünden, yaşadığımdan utanmazdım. 

Elbette Nutuk diye bir kitapta olmazdı. Orada anlatılan duruş ile bugün güdülen siyaset arasında ki farkı gördükçe nutkum tutulmazdı. 
İtin biri lüzumsuz bir gazeteye "Olmasaydı da olurduk" manşeti attıramaz. Bende o itlere bu kadar kin gütmezdim. 

Milli mücadele senin sayende verildi . Sen olmasaydın, böyle bir mücadele verilmezdi. O zaman sömürge olarak yaşamak bu kadar ağırıma gitmezdi. 
Belki kakara kikiri bir adam olurdum. Vallahi abartmıyorum daha kırkıma gelmeden saçlarıma aklar düşmezdi. Ne zaman fotoğrafını görsem gözlerim dolmazdı. 

Sana kırgınım Atam. 

Haşa var olduğun için değil. Çilen bile güzel senin. Vakitsiz gittiğin için kırgınım. 
Siyaset ne için güdülür herkesin kafasına belletmeden gitmek doğru muydu? 
Tamam kitabı yazdın bıraktın ama huyumuzu bilmiyor musun kitap okumuyoruz biz. 

Kızma bana Atam, nazım ancak sana geçer. Öyle farklısın ki göçüp gitsen de varlığın sanki yanı başımda. 
Zaten hayalinden başka ne kaldı yanımızda. 

Biz hiç kendimizi bu kadar yalnız hissetmemiştik. 

Okan KİLİT