"Bu günah, şu sevap, öbürü mekruh (yani ne idüğü belirsiz)" gibi terimleri kullanmak dünyada insan olma sürecini inşa edememişliğin ifadesidir… Teşekkür etmeye tenezzül etmeyerek her cümlenin sonuna "Allah razı olsun" sıkıştırmak hesap-kitap yapan tüccar kafalıların işidir. Tasavvufta da yeri vardır ama nefis muhasebesi dışında, gelir/gider tablosu mantığıyla dünyevî yaşam inşa etmek tüccar münafıklığını doğurur… Nedir yani kendiniz insan olmanın, hele hele düşündüğü şey üzerine düşünen insan olmanın şuurunda değilsiniz de Tanrı sizin mali müşaviriniz mi?

Dua ve bed-dua beşerin insan olma sürecindeki en büyük engel haline gelmiştir. Özellikle bugünün Müslümanlarındaki Tanrı tasarımı; hak edene değil yeterince yalakalık dilekçesi yazana kârdan pay dağıtan kapitalist bir baba ile her şeye muktedirken adaleti bilinçli olarak sağlamayan ama yeterince şımartılırsa bir katile dönüşebilecek bir Tanrı tasarımıdır. Doğrusu, böyle bir Tanrı'ya saygı duymak istemiyorum…

Müslüman çoğunluğun Tanrı tasarımının bazı sonuçları şudur:

Tanrı;

• Bazen eşi hayırlı bir kıvama getirecek Ayşe abla, bazen eşi hazır kıta yapacak Haydar Dümen'dir.

• Yeterince yalakalık yapılıp şımartılınca kiralanabilecek bir katildir.

• Boyun büküp uygun dille yalanırsa huri yağdıracak … (Dilim varmadı.)

• Bütün insanlığın varacağı nihaî hedef olarak apış arasını işaret eden bir sefa düşkünüdür. (Cennet için Müslüman riyakârlığını sürdürenler var ve tek gerekçeleri altından şarap nehirlerinin aktığı köprülerin üstünde huri becermek).

• Ve sair, ve sair, ve sair. (Türkçe anlamayanlar için: Bla, bla, bla.)

Çoğu Müslüman da doğrudan muhatap (muhattap değil) olmaya cesaret edemediği için çardır çaputtur, şeyhtir seyittir, mumdur türbedir ne bulursa aracı kılmaktadır. Oysa Kur'an'da soruyor: "Siz bu putlara niye ibadet ediyorsunuz?" El-Cevap: "Bizi Allah'a yaklaştırsın diye!" Hep söylüyorum: Putperestliğin en büyüğünü günümüz Müslümanları yaşıyor.

* * *

Benim Tanrı'yla alıp veremediğim yok. Ha, varsa belki alacağım vardır. Ama bunun için insanları veya çaputları aracı kılmam. Eğer yüzyüze görüşme imkânımız olursa hesaplaşırız kendisiyle. Böyle düşünmem de kimseyi ilgilendirmez!..

Milyarlarca yıldız yaratmış ve düzene sokmuş bir Tanrı varsa eğer, bu koca evrende iğne ucu kadar bile yer kaplamayan insanların muhasebesini tutmakla vakit kaybetmemeli bence. İnsan dediğin ise kendisini inşa edebilmelidir! "Eğer Allah yoksa her türlü şerefsizliği yaparım" diyen insanlar tanıdım ki ahlâksızlığın dibine vurduğunun ve Tanrı'yı bir put olarak tasarladığının farkında değil…

Tercihlerinizi ve başkalarının sizinle ilgili tercihlerini Tanrı'ya ciro ederek kendinizi veya birilerini paklayamazsınız. Özetle; Tanrı sizin mali müşaviriniz veya kiralık katiliniz değildir. Eylemlerinizin veya eylemsizliğinizin sonuçlarıyla yüzleşme cesareti gösterebilmelisiniz. "İsyan Ahlâkı"na sahip olmayan toplumlar, münafık bireyler doğurur…