DEDİ Kİ: Sen çok değişmişsin, eskiden böyle değildin. Allah'ı kitabı bilen, ağzından kötü laf çıkmayan biriydin. Nasıl oldu da bu kadar küfürbaz oldun?

CEVAP: Sen ve benzerlerin yüzünden olabilir mi? Şimdi zorla küfrettireceksin mesela. En son 18 yaşında konuşmuştuk ama sen de nasıl becerdiysen hiç değişmemişsin yahu! Beynini o yaşta dondurdun mu? Yoksa harddiskin 18 mb'lık mıydı senin? Vah vah, belli ki ailen sana toplama beyin yapmış, işlemcin ve harddiskinden de alan çalmış. Bu hafıza kartı, bu işlemci hızıyla nasıl üniversite okuduğun hakkında bir tez yazmak isterdim doğrusu.

DEDİ Kİ: Neyin ne olduğunu biliyorum Allah'ıma hamdolsun. Haa, baaak, bir de komünistler gibi tez mez işine girersen, bi antitez sunarım ki felsefe kusarsın. Kusura bakma ama…

CEVAP: Abi abi, dur dur, hele yavaşla yaf. Haklısın, özür dilerim. Büyükşehirlerde değerlerimizden uzaklaşmışız be abi. Özür dilerim hamdolsun!..

* * *

Edepsizlikle itham ediyorlar ki, son derece haklılar. Anlamadıkları, edepsizliği ezbere yapmıyoruz. Edepsizliğimiz bir dikkat İMidir sadece! Toplumsal, felsefî, siyasî, dinî NiFaK sürüsüne karşılık, fikriyat trafiğinin işaret ve işaretçilerine dikkat çekmektir gayemiz…

Bakın şimdi çok şaşıracaksınız: Vahiy gelmiyor bize. Vahiy gelmemesi nedir, derdini çekmeyen bilemez be dostlar. "Devlet bize yardım etsin" de diyemiyoruz, çünkü hem "şirk" olayına dikkat ediyoruz gereksiz yere, hem de devlet, yani ona çöreklenenler zaten "mülk biziz" diyorlar ve itaat etmeyenlere selam bile vermiyorlar…

Vahiy gelmeyince araştırmak, okumak, özellikle mukayeseli okumak, okuduğu şey üzerine metodolojik muhakeme yeteneği geliştirmek zorunda kalıyoruz. Çok mağduruz yani, çook. Buradan sesleniyorum: "Allah bize yardım etsin."

* * *

Kendisine vahiy gelen kardeşlerimizle paralel evrenlerde yaşıyoruz. Buradan bakınca "paralel evren"de yaşamak çok güzel görünüyor fallaha. 18 mb'lık beyinle her şeyi anlayabiliyorlar mesela. Torpilliler zahar. Dertleri yok, tasaları yok. Hele Başkanları "En Bi Öz Tek Hakiki Başkan" olduğunda başları göğe erecek-miş. En sahihü'l sittinebiniye külliyatında hadis-i kutsiler böyle müjdeliyormuş… Biz ise gerçekten çok mağduruz. "Paralel evren"deki mü'min kardeşlerimiz mutlu, mes'ut (AYN vurgusu önemli bir mes'ele), gönülleri aydınlık, yüzleri aydınlık. Bazıları bıyıkları kesip sakal bırakıyor ve kimi münkirlere göre çirkinleşiyorlar ama olsun, önemli olan gönül güzelliğidir. Ne de olsa gönüllerinden "göğüsleri henüz tomurcuklanmış" huri geçmiyordur yalakalık yaptıklarında, oofff affetsinler, ibadet ettiklerinde diyecektim…

ÖZET: Biz vahiy almayan Aşağı Mahalleliler çok mağduruz. Bu son dilekçemizdir: Sadece "paralel evren"deki kardeşlerimize değil, bize de yardım edilsin. Vahiy almayınca hem sinir sistemimiz bozuluyor ve çok küfürbaz oluyoruz hem de kıskançlık krizlerine giriyoruz. Hadi okuyup düşünme kerizliği de bizim hesaba girsin, cezamız neyse icap ettiği kadar rücu…