​Kendinden emin, ne aradığını bilen bir ifadeyle içeri girdi. Klasik edebiyat yapıtlarının bütün bir duvarı kapladığı rafların önünden fazla oyalanmadan geçip, modern edebiyat yapıtlarının bulunduğu rafları şöyle bir gözden geçirdikten sonra, tarih yapıtlarıyla hiç ilgilenmeden tezgahtarın yanına ulaştı.

Biraz önce, nasıl kendinden emin bir ifadeyle içeriye girdiyse, şimdi de bu ifadeye uygun bir ses tonuyla "Aşkım Kapışmak'ın Benimle Aldatır mısın ? kitabı var mı ?" diye sordu.

Tezgahtar şaşırmıştı. Hizmetinde çalıştığı kitapevinin bu tür "üst sanatsal metinleri" yayınlamadığını belirten üzüntülü bir ses tonuyla "Belki onun yerini tutmaz ama Dostoyevski'nin Budalası var. İlgilenir misiniz ?" diye sordu. Kadın oralı bile olmadı. En az geldiği kadar kararlı, kitapevinden çıkıp gitti.