Louis Bonaparte'in 18 Brumaire'i

Bu kitabı ilk okuduğumda yeni ergen bir velettim. Sanırım 14 ya da 15 yaşlarında falandım. Çok düzenli bir kütüphanem olmadığı için bir kitaba yeniden ihtiyaç duyduğumda başka bir kitaba denk gelip insanın anıları canlanıyor. bu kitabı da arka sıralardan çıkarttım, tozunu kirini ıslak mendille sildim (mendilin halini görmeliydiniz : ) ) 

Bilirsiniz bizim ülkeden Marksist olduğunu iddia edenler ciddi kitap okumaz, onlara sloganlı, ajite edici kitap lazımdır ve hep zır cahillerdir. Bu cehalet halen Sol kesimde ML olanlardan sosyal demokratlara kadar sürüyor. (Not: Buradan politik taraf gibi görünmek istemem bizde sağ idealist kesim de zaten kömüş kıvamındadır. Dürtülerek ahıra sokulur çıkarılır, başka çayırlara da dürtülerek götürülür çoban tanrıları tarafından)

Neyse, bu kitap önemli bir eserdir. Marx bu yazıyı 1852 yılı yaz aylarında ABD NewYork kentinde Almanca yayınlanan bir dergi için kaleme almıştır. Konu Fransız devrimler ve darbeler tarihinini çok hoş esprili bir dil ile analizidir. 

Günümüzde bizim için neden önemlidir?... 3 Abdülhamit darbesi ile bir yakın benzerliği vardır (o kim diye sormayın) 

Kitap şu ünlü cümleler ile başlar; "Hegel, bir yerde, şöyle bir gözlemde bulunur: bütün tarihsel büyük olaylar ve kişiler, hemen hemen iki kez yinelenir. Hegel eklemeyi unutmuş: birinci kez trajedi olarak, ikinci kez komedi olarak."

Kitabın adı tuhaf gelir konuya yabancı dostlara, kısaca arz edeyim. 

18 BRUMAIRE, Fransız devrim takvimine göre 9 kasım 1799'da Napolyon'un iktidara "bir çeşit halk desteği" ama darbe ile iktidara geldiği günü ifade eder. LOUIS ise o ilk Napolyonun yeğenidir, o da darbe yapar (2 Aralık 1851) (Yani 3. Napolyon ,Neyse… ) 

(MARX, 2 Aralık 1851 darbesini 1. Napolyonun 18 Brumaire darbesinin ikinci baskısı gibi analiz eder. )

BRUME, yanlış anımsamıyorsam, kirli puslu, o sonbaharın bitişi, kış girerken, sobaların yanmaya havanın kirli puslu olma zamanını kasteden bir sözcüktür (Bizdeki Ekim-Kasım ayları gibi) 

Demiştim ya esprili bir dili vardır diye, hoş bir cümle size; 

"Barrot, en sonunda, nişanlıyı eve götürüyordu, ama nişanlı fahişe oluktan sonra."... 

VE DİĞER ANALİZLER;

"Din adamlarının emrine verilen öğretmenleri, valilerin emrine verilen belediye başkanlarını yakından izleyerek, ve emir altına alınan herkesi kucaklayan bir muhbirlik düzeni kurarak, onlara karşılık verildi." 

"Burada, onun bu dönem boyunca, başlıca iki yasada özetlenebilen yasama eyleminin tarihini verecek değilim: birincisi içki vergisini yeniden koyan yasa, ikincisi inançsızlığı kaldıran öğretim yasası"..

"Burjuvazi, içkiler üzerine konan vergi ile, nefret edilen eski vergiler sisteminin dokunulmazlığını ilân ettiği kadar, öğretim yasası ile de, yığınların, bu sisteme katlanmalarını sağlayan eski düşünüş sistemlerini korumaya çalışıyordu." 

"Paris'te ve büyük kentlerde gericiliğin kendisi, çağının görünümünü alıyor ve yatıştırmaktan çok kışkırtıyor. Kırda ise, o, sığ, kaba, bayağı, bezdirici, tedirgin edicidir, bir sözcükle jandarmadır. Kasaba papazları düzeninin kutsadığı böyle bir jandarma düzeninin, üç yıl içinde, eğitilmemiş yığınları nasıl bir yılgınlığa düşüreceği kolayca anlaşılır."

Seçtiğim cümleler nasıl ama ? Bir paralellik hissettirdim mi bazı şeylerle size ?.. Neysssssssssssseeeee 

Okuyun dostlar okuyun, neci olursanız, hayata bakışınız ne olursa olsun okuyun bu kitabı. 

Ahhh ahh o güzelim saftirik teenage günlerim...