Baştan şunu belirtmeliyim, ben klasik ya da jazz müzik eğitimi almadım, sadece dikkatli bir dinleyiciyim ve müzik dinlemekten keyif alıyorum. Buralarda kitap tanıtırken nasıl "eleştirmen" sıfatı taşımadan sadece "sıradan okur" gibi kendimce anlatıyorsam bir şeyler, bu SONAT külliyatı için de yazacaklarımı öyle okuyun lütfen.

Fazıl SAY'ı biliyorsunuz, "ilkeller tarafından" yönetilen ülkemizde, bir ara politik tartışmaların, siyasi hücumların muhatabı olmak zorunda kalmıştı Aynı ilkel yaratıklar, bir de bu dehayı içeri tıkmaya çalışıp özgürce yaşam hakkına saldırdılar. 

Ülkemizin çok değerli dehası, ustası Fazıl SAY 2020 yılında çok titiz kayıtlarla "Beethoven'ın tüm sonatlarını" dinleyicisine sundu. 

Burada uzun uzun müzikte "Sonat" formu ve Beethoven'ın piyano sonatları hakkında yazacak değilim. Meraklısı okur araştırır. Ancak onun Moonlight, Appasionata ve Sonata Pathetique ismiyle anılan sonatlarını dinlerseniz "bir yerlerden duymuş olduğunuzun" ayrımına varacaksınızdır. Yalın ve akılda kalıcı ezgiler içeren bu sonatlar, klasik müziğe aşina olmayan herkesin ilgisini çeker ve hatta dinlemeye kilitler.

Her piyano sonatını, her usta her yerde çalabilir ama her piyanoda, her salonda her insanla kayıt yapılmaz. Piyano akustiğinden, salon akustiğine ses teknisyeninden kayıt cihazlarına kadar her şey önemlidir. 

Bir usta ne kadar iyi olursa olsun, her zaman aynı performansı gösteremez ve kendisinden ve kayıtlardan her seferinde memnun kalmayabilir. Bu 32 sonatı içeren 9 CD , yaklaşık 10 saatlik kayıt, Avusturya Salzburg, Mozarteum Büyük Salonunda iki yılda, 18 günde oluşmuş. Kayıtlar sırasında salonda sadece 3 kişi bulunuyor. Her gün 12 saate yakın emek harcanıyor. 

Bu sadece kayıt aşaması, elbette sanatçı bu eserleri kayıt haricinde defalarca deneyimliyor, önceden başka ustalar tarafından bu eserlerin nasıl çalındığını, yorumlandığını inceliyor, sonunda "kendi yorumundan" memnun kalarak kayıt tamamlanıyor...

Klasik müzik dinlemenin, alışkanlık ve hoşlanma haricinde pratikte bir etkisi var mıdır? 

Hani atalarımız "müzik ruhun gıdasıdır" demişler ya, Bu gıdanın en rafine, faydalı hali klasik müzik ve "bence" sonat formundaki eserlerdir. Şöyle deneyimleyebilirsiniz bunu; 

- Evdesiniz, yorucu sinir bozcu bir gün geçirdiniz,
- Verimsiz bir çalışma dönemindesiniz bir şeyler yazamıyor, fikir üretemiyorsunuz, 
- Son dönemlerdeki agresif halinizin farkına vardınız ve kırıcı olmaktan hoşlanmıyorsunuz,
- Bir hastalıkla uğraşıyorsunuz,
- Son günlerde çocuğunuz ya da torununuzun oyun oynarken depresif olduğunu fark ettiniz,
- Uykuya yattığınızda "sinir bozucu fikir uçuşmaları" keyfinizi kaçırıyor.. Vs vs. uzatmayacağım. 

İşte en azından bu dönemlerde, kısık sesle, uzandığınız yerde ya da oturduğunuz koltukta bir piyano sonatı dinleyin, size iyi gelecektir. (Kendimden ve çevremden biliyorum)