Hülya Avşar yakında gösterime girecek filmi "Selfie" için yaptığı görüşmenin ardından kapıda kendisini karşılayan (çağrılan) gazetecilerin sorduğu "Var mı bir sürpriz?" sorusuna "Hamileyim" şeklinde yanıt vermiş. 

Sizi tebrik ederim "SAYIN" Hülya hanım. Reklamın, iyisi kötüsü olmaz tabi. Bir anda gündem olmayı başardınız. Filmi duyurdunuz(!) Hatta gazetelerin çarpıcı başlıklarına tav olup, içeriği okumaya üşenen bir kitle çoktan inandı bile. 

Sarayın iftar sofralarına konuk olmanızı yadırgamayan, kalite aramak yerine, giriştiğiniz ucuz numaralara inanan ya da hiç umursamayan "bu milleti" kandırabilirsiniz ama sorgulayan, zamanın gerektirdiği koşulları arayan bizleri kandıramazsınız. 

Bu işler hep böyle yürüyor olsa gerek. Filmi anlatmak yerine özel hayat ortaya atılır. (Hoş filmin anlatılacak bir tarafı olduğunu sanmıyorum.) Hele ki mankenden bozma yakışıklı bir erkek ile güzellik yarışması kraliçesi bir filmde/dizide başrol oynuyorsa mutlak aşık olunur, kameralara beraber yakalanılır. Ya da bir gece kulübü çıkışı gazeteci tartaklanır. 

Bu kadar pespayelikten sıkıldık! Hiçbir sanatsal değeri olmayan, içi boş filmlerden, entrikalı dizilerden. Gündemi meşgul eden gereksiz reklamlardan.
Sizlerin devri de biter elbet. Bu kadar kokuşmuşluğun karşılığını hasılatta alacağınızı umut ediyorum. 

Yapımcısı, oyuncusu, yönetmeni yavan işlerle "piyasayı" meşgul edeceğinize bu işin okulunu okuyan, gerçekten yetenekli gençlerin önünü açın.
Aksi halde Türk Sineması, dizi sektörü, entrika meraklısı Arap ülkelerinden, maalesef ki bir parça Türkiye Türkçesi öğrenip, anlayabilelim diye izleyen Türk Cumhuriyetlerinden bir adım öteye gidemez. 

Biz pek de yakışıklı olmayan İlyas Salman, domates güzeli Ayşen Gruda, bir karış boyuyla Adile Naşit ile büyüdük. 

Sizler kimsiniz?