Jean Sibelius 

Bir kadim dost, Facebook da bir klasik müzik üzerine grup kurmuş. Bir gün telefonda "Abi rica etsem bizim gruba da bir şeyler yazar mısın" dedi. 

Önce şunu belirteyim; ben müzik eğitimi almadım. Nota takip etmeyi okumayı bilmem. Sadece müziğin bir kaç türüne meraklı, ilgili ve okuruyum. Her gün bir kaç saat müzik dinlemeyi severim ki genelde de jazz olur. Bu açıklamayı da yazılarımı pek fazla önemseyip beni gözünüzde büyütmeyin. Benimkisi yazı değil lakırdı sadece...

"Nereden başlasam" diye düşünürken, dün sabah kahveme eşlik eden bir besteciden başlamayı uygun gördüm.

Onun adı Jean Sibelius, daha doğrusu önce "Janne" Sibelius. Okula başlarken "Janne" nin Fransız formu olan "Jean" adını benimsedi. Sanmayın ki Fransız kökenli ya da Fransa ile ilişkisi var. Hayır. Bu kısım biraz karışık gibi, arz edeyim kendimce. Jean 8 aralık 1865'de Finlandiya'nın Rus dukalığı altında yönetildiği dönemde doğar. Ailesi Finlandiya'da ana dili "İsveççe" olan bir azınlığa mensuptur. Bizim jean, ana kucağında, evde İsveççe öğrenir. 

Her ne kadar Müzik tarihinde "FİN Ulusal Müziğinin Kurucusu" olarak nitelendirilse de, Jean Finceyi lise sıralarında öğrenir.

Üniversite hayatına, Helsinki Üniversitesi "Hukuk Fakültesi" nde başlasa da, ilk yıl dolmadan okulu terk eder. Helsinki Müzik Okulu'na kayıt yaptırır. Bizim İsveç kökenli olan Jean Sibelius'un adı Finlandiya'da öğrenim gördüğü müzik okulunun adı olur. Günümüzde bu okulun adı "Sibelius Akademisidir" (SIBELIUS-AKATEMIA). Bu okul bugün 1500 öğrencisi 500 civarında öğretmenle üç ayrı kentte faaliyet göstermektedir.

Uzatmayayım, Sibelius'un dünya güzeli "AİNO" adında eşi vardır. Bu isim Fin ulusal destanı KALAVELA'da geçen bir isimdir. Aino ile evliliğinden üç kızı olur ve Helsinki'ye 40 km uzaklıkta bulunan bir köyde yaptırdığı evde son nefesine kadar ailecek yaşarlar. Jean bu eve AİNOLA adını verir ki bu "Aino'nun toprağı" anlamına gelir. Bu evde 3,4,5,6,7 nolu senfonilerini yazar başka besteler de kaleme alır.

Buraya kadar çok mutlu bir sahne görüyorsunuz değil mi? İşte her zaman görünüş gerçeği yansıtmıyor. Bu sıcak yuvada olmasına karşın Jean ciddi yalnızlık çekmektedir. Aşırı alkol ve tütün kullandığından gırtlak kanseri de olur. 1927 yılında günlüğüne "Yalnızlık ve terk edilmişlik beni umutsuzluğa sürüklüyor. Ayakta kalabilmek için alkole sığınmaktan başka çarem yok" diye yazmış. 

Acı bir gerçek değil mi ? ... Jean 1957'de AİNOLA'da vefat eder. Jean'ın ölümünden 12 yıl sonra da Aino vefat eder bu evde. İkisi de koyun koyuna bu evin bahçesinde gömülüdür.

Onun 1. Senfonisini soğuk karlı ve rüzgarlı bir kış günü sıcak evinizde dışarıyı seyrederek dinleyin. Dışarıda olan soğuk rüzgarlı havayı, kaloriferin dibinde hissedeceksinizdir. Gözlerinizi kapayın, karlı dağları, dev ağaçları, fırtınalı vadileri bir belgesel izler gibi içinizde duyumsayacaksınızdır.

2. Senfonisi daha bir sıcaktır bahar gelmiş gibidir daha bir Akdeniz kokar. Bu senfoni İtalya'da bestelendiği için oraların iklimini almış gibidir. 3-4-5-6-7 her şeyi ile Finlandiya doğası ve Finlandiya'nın bağımsızlığı ruhunu yansıtır. Hikayeleri Fin halk destanlarındandır.

Hele onun "FİNLANDİYA" isimli senfonik şiiri vardır ki çok ajite edicidir. İliklerinize kadar milliyetçilik işler, Finlandiya'da bunu dinleseniz, gördüğünüz ilk Rus'a "Kahrolsun Rus Emperyalizmi" diye slogan atasınız gelir. 

Onun eserlerinden bazı bölümler, klasik müzikle ilginiz olmasa bile size tanıdık gelebilir. Çünkü bazı filmlerde savaş, doğa, gerilim sahnelerinde kullanılmışlığı vardır

Çok lakırdı etmişim burada noktalayayım. Eğer dost rica ederse, "abi çok gevezelik etmişsin" demezse yine lakırdı ederim. 2-3 devam eder lakırdılar.