Dün Fazıl Say, bugün Yılmaz Özdil, bakalım yarın muhalifler tarafından, hangi tanınmış muhalif linç edilecek. 

Bir muhalefet düşünün ki, Türkiye'nin en çok okunan köşe yazarı ellerinde ve hepsi onu linç etmek için hazırda bekliyor! 

Ben çok şaşırdım, gerçekten hazırda bekliyorlarmış.

Neymiş efendim "Adam çok para kazanmış!"

Bana ne bundan? Hem ne güzel işte yandaş gazetecilere, iktidara yalakalık yapmadan da para kazanabileceğini göstermiş.

Çok para kazanması doğal bir olay. Bir ülkede, bir kitap bir milyonun üzerinde satarsa o kitabın yazarı iyi para kazanır. 

Bu sadece bizde değil, dünyada böyle.
Tabi gelişmiş, ilerici, aydın toplumlarda yazarın kazandığı paraya değil, bıraktığı esere bakılır.
Bizim gibi geri kalmış toplumlarda ise kitabın satış adediyle fiyatı çarpılır ve hesap kitap tutulur.
Bakmayın entel falan göründüğüne, bizim muhalefet geri kalmışlıkta kimseden geride kalmaz.

"Özdil Atatürkçüler üzerinden para kazanıyormuş!"

Görende sanacak ki Atatürkçüler iktidar ve Özdil Atatürkçülük üzerinden köprü ihalesine girip cukkayı indirdi!
Adam milyonu aşkın kişinin koşarak aldığı bir kitap yazdı. Bunun için bilgi gerekir, azim gerekir ve herkesin severek okuyabileceği bir yazı üslubu geliştirmek gerekir.

Özdil'e para kazandıran, bilgisi, azmi ve yazı üslubu.
Atatürk ile ilgili ilk defa kitap yazılmıyor. Hangisi bu kadar sattı?
Şimdi kitabın özel baskısı hazırlanıyor. Doğal bir durum bu. Bu kadar çok satan bir kitap kültler arasına girer ve o kitabın özel baskısı yapılır.
Tabi bizim muhalefet yine çarpma bölme işleminde 

"Vay efendim 2500 Liraya kitap mı olurmuş?"

Yahu kitabın fiyatı 2500 Lira değil ki, kitabın fiyatı 30 TL. Özel baskısını isteyen alır, isteyen almaz.
Bir yayınevinin masrafı nedir hiç düşündünüz mü? Hele muhalifse! Bizim yayınevlerimizin büyümeye çalışması suç mu? 
Hepsini bırakın adamların şu ortamda kendilerini garanti altına almaya çalışmalarından doğal bir şey yok. Yarın kapılarına maliyenin dayanıp dayanmayacağı belli değil çünkü.

En çok izlenen kanallardan birisi olan HalkTV bir tane reklam alamıyor.
Sözcü gibi bir gazetenin sahibi FETÖ'cülükle suçlanıyor.
Böylesi şartlarda adamlar açılan bir kapıyı değerlendirmeye çalışır. Bunu çok görmeyin.
Ki adamlar paranın tamamını almıyor. Sürekli bağış yapıyorlar. Bu bağışları da sürekli dillendirmek zorundalar. Çünkü bizim muhalefet susmuyor!
Sadece Yılmaz Özdil'i değil, herkes kitabıda yerden yere vurdu.
Sadece kendi instagram hesabımdan yola çıkarak şunu söyleyebilirim. Ben ömrümde bu kadar çok sevilen başka bir kitap görmedim. 

Çok ender olarak kitap okuduğunu bildiğim arkadaşlarım bile kitabı üç günde bitirdi.
Ağladığını söyleyeni mi arasın? "Atam seni çok seviyorum" diyeni mi ararsınız? "Hiçbir şey bilmiyormuşum" diyeni mi ararsınız?.... Yani sevildi bu kitap.

Bundan neden rahatsız olalım? Bu kitabın amacı sindirilmeye çalışılan Atatürk sevgisini diri tutmak değil miydi? Amacına ulaştı işte.
Hele şu twitter aleminde kimisi öyle laflar yapmış ki, okuduğumda inanamadım.
Kalkmışlar İlber Hocanın kitabı ile kıyaslıyorlar kitabı.
Birincisi kıyaslanan kitapların hedef kitlesi birbirinden farklı.
Özdil'in hedef kitlesi yediden yetmişe herkes. Atatürk üzerine yalın, akıcı, herkesin anlayabileceği bir kitap hazırlanmaya çalışılmış.
İlber Hocanın hedef kitlesi ise tarihe merakı olan, okuma alışkanlığı edinmiş kesim. İlber hocanın kitabını bir lise öğrencisinin eline verin bakalım kaç sayfa okuyacak.

İlber Hoca ne ki, kitabı Nutuk ile kıyaslayanlar var.
Atatürk'ün Nutuk'u 8 Lira, Özdil'in Mustafa Kemal kitabı 2500 Lira imiş!

Şimdi ne dersin bu zekaya? Kıyaslamaya bak!

"Atatürkçü olsa kitabı bedava dağıtırdı" diyen var!
Ne yapsın Yılmaz Özdil, sabah inşaata çimento çekip akşam kitap mı yazsın?

İşin en kötü tarafı ne biliyor musunuz?

Yıllarca muhalif olarak kalabilmeyi bir şekilde başarmış insanların, bir gün içerisinde bizzat muhalifler tarafından linç edilmesi ve yıllardır verdiği mücadelenin çöpe atılması.

Adamın ne yavşaklığı kaldı, ne kahpeliği.
Kendi arasında bile duygusal birliktelik kuramamış bir muhalefetin, ülkede birliği sağlayacağına kim nasıl inansın

İşin en kötü tarafı bu. Farkında değilsiniz, güvensizlik veriyorsunuz.


Okan Kilit