1) Malumunuz benim içkim, sigaram, maçım, restoran alışkanlığım falan yok. Ama kitaplara epey para harcarım ve hiç acımam. Başka da lüksüm yok.

2) Kitaplara asla etiketinin üzerindeki rakamı vermem. Yani "üzerinde yazılı ederden" hiç kitap almamışımdır.

3) Kitaplarımı salgın öncesi, binasında indirimli satış yapan yayınevlerinden (bazıları %40-%50 indirim yapardı), Cağaloğlunda bulunan dağıtım şirketlerinden (örneğin İstanbul dağıtım) ya da ciddi indirim yapan, hatta "bana özel yayıncı indirimi" yapan kitapçılardan (örneğin Cağaloğlu'ndaki "Pınar", Ramazan kardeşime sevgiler buradan) alırdım.

4) Salgından sonra kitap sitelerine daha çok eğilim gösterdim. (Kitapyurdu, Kidega, İdefix ve en son Kırmızı kedi). Bu sitelerden "Kitapyurdu" benim ilk göz ağrımdır. İstanbul dışında çalışırken, sağ olsunlar istediğim tüm kitapları özenle adresime gönderdiler. Kidega genç bir kitap sitesi ve herhangi bir sorunla karşılaşmadım.

5) Kitap alırken şöyle bir davranışım olur: Takip ettiğim yazarlar, yayınevleri, tavsiyelerine güvendiğim dostlar, facebook'da kitap tavsiye edenler ve diğer kitap paylaşımlarını çok dikkate alırım ve abartmıyorum her gece ortalama bir saat kitap sitelerinde en son çıkanları incelerim. Notlarımı bir kenara yazarım (kitap adı, yazar, yayın evi, üzeri fiyatı ve indirim oranları)... Sonra yukarıda adını verdiğim dört kitap sitesindeki indirimli fiyatları karşılaştırırım.

(Şunu da bilin; bu sitelerde belli dönemlerde, belli yayınevlerindeki indirim oranları yüksek oluyor. Haftalık-Aylık, bazen rastgele değişiyor, bunları kitap okurlarının takip etmesi gerekir bence). Karşılaştırmalar bitince listemi gruplar ve ona göre sipariş veririm. (Bu hafta örneğin iki ayrı kitap sitesine ("Kidega"-"Kırmızı kedi") iki ayrı liste hazırlayıp sipariş verdim)

6) Bir de şu var; Hangi kitap sitesi, cebinizdeki kredi kartına, peşin fiyatına en uzun taksiti yapıyor. Aha işte burası çok önemli. Örneğin taşıdığım kartların birine "Kırmızı kedi" peşin fiyatına 6 taksit yapıyor. (150 TL lik kitap aldıysam ayda 25 TL taksit ödüyorum mesela)

7) Hiç mi kitapçı dolaşmam? Dolaşırım, haftada bir Anadolu yakasındaki, örneğin Kadıköy bölgesindeki kitapçıları dolaşırım. Almayı planladığım ya da o anda ilginç gelenleri kitapçılarda inceliyorum. Sonra "bunu okumalıyım" dediğim kitabın kapağını unutmamak için fotoğraflarım. Evde gece o kitapların fiyatlarını kitap sitelerinde karşılaştırırım, "hangi siteden, en uyguna, hangi gruba sokarım"bunların analizini yaparım ona göre bir listeye sokar gruplandırırım. Listem yeterli hale geldiğinde (malumunuz belli bir miktara göre kargo bedavaya geliyor) siparişimi veririm.

Bir de İşbankası kitap satış yerlerinde her hafta bir grup kitap %40 indirime giriyor. Her hafta kitap satış yerine uğrarım. (Örneğin, haberini paylaşmıştım; Hasan Ali Yücel klasiklerinde %40 indirim, 11 Temmuza kadar sürüyor)

9) Okumak istediğim kitapları "en uygun nasıl alırımın" hesabındayım. Önceden kitap fuarlarının da çok sıkı takipçisiydim. Salgın bitse de o fuarlara tekrar kavuşsak.

10) Malumunuz bir de bazı yayınevleri, kitapların hem özel ciltlisini hem de karton kapaklı olanını çıkarıyor. Kitap kapağı, kitap sırtı fetişizmim yok. Kitap alırken duvardaki kitaplığa süs aramıyorum okumak için kitap alıyorum. Elbette daha ucuz olan karton kapaklı olanı tercih ederim.