ÇİÇEKLERİN KÜLTÜRÜ | Jack Goody 

Bu kitaba herhangi bir kitapçıda denk geldiğinizde 600 sayfalık ağır hacmine bakarak gözünüz baştan korkmasın. Kitabı incelerken bir kaç sayfayı çevirdiğinizde sıcak anlatımı sizi mutlaka çekecektir.

Sadece bitkisever dostlar 'a değil tavsiyem, tarih, antropoloji meraklılarına da . Zaten tarih ve antropoloji eserleri okurları, eserin yazarı Jack Goody ya da tam adıyla Sir John Rankine Goody (1919-2015) ismini gördüklerinde kitabın önemi ve ciddiyeti hakkında, kafalarında bir yargı oluşacaktır. Zaten çok yeni bir kitap değil dilimize çevrilmesi açısından.

Biliyorsunuz çiçek sadece biyolojik bir varlık değil. İnsanlık ona anlamlar yüklemiş, insanlığın gelişimine paralel bu anlamlar da değişime uğramıştır. Örneğin bugün bir defin töreninde kullanılan çelenk, mezarın çiçeklerle donatılmasının kökenini taaa pagan dönemlerine ait kültürel ve dini olgudur.

Pagan dönemde, tanrılarına saygı gereği heykellerinin etrafına bahçeler yapan, heykel başlarına çiçeklerden taçlar koyan ve yine çiçek motiflerini kullanan bu kültür, Hristiyanlığın batıda yaygınlaşması, istilası ve ilk dönemde, çiçek bahçelerini ve çiçek motiflerini ve tabi çiçeklerle süslü heykelleri, "putlarla savaş" mantığı ile yok eden Hristiyan din adamları yüzünden yok olmaya yüz tuttu. Çiçekler ile putlar arasında doğrudan ilişki kurdular.

Semitik kültürün kutsal kitaplarında çiçeklerden bahsedilmez, örneğin yaratılış masalındaki, "Aden bahçesinde" çiçek yoktur mesela. Kutsal kitaplarında üç zambak türü dışında çiçek adı da yoktur. İlk dönemde çiçeksizdiler (ne zevksizlik değil mi, ama günümüzde Hristiyan mezarlıkları bitki bakımından son derece zengin, bakımlı ve süslüdür)

İslam ise batıya yönelik istilasında, Hristiyan istilasının yaptığını yapmadı. Semitik olmasına, tasvir yasağına karşın en azından bahçe kültürünü geliştirdi. Çünkü kendisine iki büyük dini rakip olarak gördü, pagan kültürünü umursamadı. Abbasilerden sonra İRAN kültürünün etkisi ile (yoksa Arap kültürüne kalsa bahçeler yakılır yok edilirdi) bahçecilik geliştirildi. Daha sonra İRAN kültürüne katılan HİNT kültürü etkisi ile Bahçecilik ve çiçekler İSLAM da hiç bir sorun teşkil etmediği gibi, bazı çiçek türleri (Lale-Gül gibi) kutsal isimlerin sembolleri haline geldi. Bir de sünnet gereği "güzel kokmak", için çiçeklerden yararlanma yoluna gidildi...

Günümüze gelelim; Artık botanik biliminin gelişimi ile paralel evlerimizde farklı bitki türlerini biriktiriyoruz. Toplumumuzda balkonlarda, teneke yağ kutularında komşudan komşuya intikal eden sardunyalar, bahçedeki güller, leylak, filbahriler, bir kaç tür menekşenin yerine, çok sayıda farklı türlere merak arttı . Özellikle bu salgın döneminde evler, balkonlar daha da çiçeklendi, dışarıya çıkamamak dışarıyı içeriye taşıma sonucunu getirdi (bu benim gözlemim).

Bu kitap toplumlardaki çiçeklerin anlamı, tarihi, kültürel etkiyi bir roman üslubu ile anlatmış. Baştan dediğim gibi çok yeni bir kitap değil sadece ben yeni keşfettim. Öncelikle benim bitkici dostlarımın kütüphanelerinde bulunmasını istediği bir kitap olacaktır eminim.