Rüzgarlı yağışlı soğuk bir gece, 02.40 ve nihayet bu kitap bitti. Bence edebiyat-tarih alanına meraklı her okurun elinin altında olması gereken bir çalışma. 

Kitabın adı olan "Avrupa Şarkı Bilmez", Namık Kemal'in "İbret" gazetesinde 23 Haziran 1872'de yayınlanan bir makalesinin adı. 

Şöyle bir giriş yapayım; geçenlerde bir oryantalist kitap paylaşmıştım. Bu sefer anti-oryantalist bir kitap paylaşıyorum diyebilirim.

Bu kitap bir derleme çalışma: Türkiye, Osmanlı toprakları ve kültürümüz hakkında batılı aydınlar, yazarlar çok şey yazdı malumunuz. 

Bizim aydınlarımız ise 1872-1932 yılları arasında, oryantalistlerin yazdıklarına karşı duruş olarak bir şeyler yazdılar elbette . Bu kitapta çeşitli dünya görüşlerine sahip olan:

Namık Kemal, Halid Ziya, Ahmet Haşim, Halide Edip, Şevket Süreyya, Celal Esad, Ismayıl Hakkı, Ahmet Mithat, Tevfik Fikret, Fatma Aliye, Ömer Seyfettin, Nazım Hikmet, Ercüment Ekrem gibi aydınların makalelerinden, eserlerinden "karşı duruş" örnekleri var.

Kitabın girişinde, bu örneklere geçmeden "derlemenin amacını" ve örneklerin seçiliş nedenini anlatan güçlü bir makale var. 

Edebiyat-Tarih meraklılarına bu çalışmayı şiddetle tavsiye ederim. Ve bu kitapta yer alan bir Nazım hikmet şirini de yapıştırmak istedim.

Şarlatan Piyer Loti

"Tevekkül!
Kısmet!
Kafes, han, kervan
şadırvan
Gümüş tepsilerde rakseten sultan!
Mihrace, padişah,
bin bir yaşında bir şah...
Minarelerde sallanıyor sedef nalınlar,
burunları kınalı kadınlar
ayaklarıyla gergef dokuyor.
Rüzgarlarda yeşil sarıklı imamlar ezan okuyor!"

Frenk şairinin gördüğü şark!
işte
dakikada 1.000.000 basılan
kitapların
Şark'ı!
Lakin
ne dün
ne bugün
ne yarın
böyle bir şark
yoktu,
olmayacak!

Şark
üstünde çıplak
esirlerin
aç geberdiği toprak! Şarklıdan başka herkesin
orta malı olan memleket!
Açlığın kıtlıktan olduğu diyar!
Ağzına kadar
buğdayla dolu ambar!
Avrupa'nın ambarı!

Asya!
Amerikan dretnotlarının tel direklerine
senin Çinlilerin
uzun saçlarından
sarı mumlar gibi asıyorlar kendilerini!
Himalaya'nın
en yüksek
en dik
en karlı tepesinde
Britanya zabitleri cazbant çaldırıyorlar,
kara tırnaklı ayaklarını daldırıyorlar,
Paryaların
beyaz dişli ölülerini attığı Gania!
Anadolu baştan başa
Armistrong'un
talim meydanı oldu!
Asya'nın bağrı doldu!

Şark
yutmayacak
artık!
Bıktık be bıktık!
İçinizden biri
can verebilse bile
açlıktan ölen öküzümüze,
burjuvaysa eğer
gözükmesin gözümüze!
Hatta sen
sen Pier Loti!
Sarı muşamba derilerimizden
birbirimize
geçen
tifüsün biti
senden daha yakındır bize
Fransız zabiti!
Fransız zabiti sen
o üzüm gözlü Azadeyi
bir orospudan
daha çabuk unuttun!
Kalbimize diktiğin
Azadenin taşını
bir tahta hedef gibi topa tuttun!
Bilmeyenler
bilsin:
sen bir şarlatandan başka bir şey değilsin!
Şarlatan!
Çürük Fransız kumaşlarını
yüzde beş yüz ihtikarla şarka satan:
Piyer Loti!
Ne domuz bir burjuvaymışsın meğer!
Maddeden ayrı ruha inansaydım eğer, Şarkın kurtulduğu gün
senin ruhunu
köprü başında çarmıha gerer
karşısında cigara içerdim!

Nâzım Hikmet
1925