bir resimdi annem eskimeyen
tuttu elimden bırakmadı
taktım şarkıları radyoya sesim son ses
ağırlığımca özne birikti benim yüzümden zamana
topallıyorum hüzün
yürüyorum karınca
duası kaldı
açılmış göğün bilmem kaçıncı katında
sis perdesi aralanmışken
üşümüş ellerimle ben durmuşuz
fersude akşamlarda
bir martının aç kalmış çığlığına saklamışız kimliğimi
çakırkeyf yıllara bakıp unutmuşuz ateşe koşan
boncuk boncuk öpüşleri
Gönlümden geçenler bir an dillense,
Yanağın al olur utangaçlıktan.
Kor alev yüreğim sönse, küllense,
Zafiyet geçirir ruhum açlıktan.
Tarihe geçecek bu büyük ayıp
Dert üzre yeni dert bitiyor Yavuz
Bu düzende kalp yok, adalet kayıp
Vicdanı kenara itiyor Yavuz
Ülkücü şehit Cengiz Baktemur ve onun nezdinde; değerli yeğeni Cengiz Baturhan Çelebi beyefendiye...
Ne sağa, ne de sola minnetim
Ülkücüyüm gardaş, ülkü derim!
Başa geçen beğ değil, bilirim...
Ülkücüyüm gardaş, ülkü derim!
Telif Hakkı
© Nazmi Sancar Yıldırım
ilkyazdan bir gündü
susmuş halimi söktüm nihayet
kışlık kazaktan
iplerin dili olsa da konuşsa şimdi
gök çizdim kırık kiremitten
kırmızıydı yer
yüzümün sateninde gezdi uçaklar
bulutları yamadım tek tek
çocukluk işte
Ben kalbime seni gömdüm bir kere,
Ölüler hiç dirilir mi sevdiğim?
Bu değişmez kanun; aynı nehire,
İki kere girilir mi sevdiğim?
Gün batımını hep birlikte seyr ederdik.
Sonbahar gelse bile, hiç ayrılmayız derdik.