Zindana kapattım kendi kendimi,
Eğlemek gelmiyor içimden gayrı.
Kurtulup yıkarak harap bendimi,
Sağlamak gelmiyor içimden gayrı.
Aslan, fili kendine denk görür de,
Ceylan kurtla vuruşur mu sevdiğim?
Kaplumbağa tavşan ile yürür de,
Diken gülle yarışır mı sevdiğim?
Suçlamadım seni hiç ihtirasla,
Böyle güzel olman senin suçun mu?
Tanrının sunduğu bir iltimasla,
Bana özel olman senin suçun mu?
Bir mahsun yolcunun izine andım
Yolcusu kalmayan yola sor beni
Kurak gönüllerde kavruldum yandım
Gözünden süzülen yaşa sar beni
Bu kadar bakımsız durmama bakma,
Pasımın, kirimin sebebi sensin.
Sitemkarım diye kafana takma,
Pek çok şiirimin sebebi sensin.
Bak şuna tamirci! Bu saat bozuk,
Geceden sabaha cansız duruyor.
Tamir edemezsen, ilmine yazık,
Gündüz nispet yapar gibi vuruyor.
Gönül mabedime zincirler takıp,
Terk ettikten sonra niye yaşadım.
Eski bir resimden yüzüne bakıp,
Kin güttükten sonra niye yaşadım.
Ne kadar şanslısın benden yana,
Bir bilsen... Yanımdayken, mesela;
Her halinle, olduğun gibi severim seni,
Bana hava atmaya ihtiyacın yok.