Bu ülkenin geleceği ile ilgili kaygılarım var!
Umudu, özgürlüğü olan hepimizin ülkesi, ekonomik olarak ciddi bir darboğazda.

Anadolu'nun mümbit topraklarına kan eksen, can çıkar.
O kadar değerli!
Kullanamıyoruz!
Üretemiyoruz!
Son olarak ülkenin en değerli tesislerinden olan Konya/Ilgın şeker fabrikası sessiz sedasız kapandı.
Pancarlar çürüyor!

Sadece tarımda geri değiliz, bilim, teknik ve sanayide ki durumumuz da içler acısı.

Eline kağıdı kalemi alan tv'ye çıkıyor.
"Efendim, 169 milyar dolar ihracat yaptık!"
Eee, peki ya ithalat?
Onu konuşan yok!
İthalat tutarı 197 milyar dolar.
1 dolarlık ihracat yapabilmek için ortalama 0.65 dolarlık girdiye ihtiyacımız var. Reel ihracat tutarı 0.35 dolar.
Bu yöntemle ihracat rekorları kırılsa bile kârlılık bakımından bir anlam ifade etmiyor.
Buna fasonculuk denir!

Bu sistem ve öngörüsüzlük sanayicileri tüccar, çiftçiyi maraba yaptı!

Aklı başında olan hiç kimsenin itiraz edemeyeceği gerçekler var ortada. Üretim yapısı değişmeli. Türkiye'nin üretim ve ihracatı fason ağırlıklı… Katma değerli ürün üretilemediğinden milli gelir düşük, cari açık yüksek gerçekleşiyor.

Yani?

Üretmiyoruz. Üretim artınca ithalat artıyor cari açık coşuyor. Üretimi düşürsek büyüme ve milli gelir taklaya geliyor. Böylesine de bir açmaz ve çıkmazdayız!

Devlet/piyasa optimum dengesinin acilen kurulması lazım.
Devletin popülist/otoriter politikalardan vazgeçip ekonomi yönetimini acilen revize etmesi gerekiyor!

Herkesin ortak paydası, yarınına güvenle bakamamak.
Erdoğan;
"Teğet geçecek!"
"Bizdeki kriz psikolojik! " derken toplumu psikolojik bir baskı altına aldı.
Güvenini yitiren toplum şimdi iki kere düşünüyor.
İyi de, psikolojinin böylesine bozulmasına ne yol açmıştı? İşler gün be gün kötüye giderken, gerçek tabloyu ortaya koymaktan çok ekonomik politikaları konuşmak ve önlem almak gerekmez miydi?

Demem o ki;
Sanayide kapasite kullanım oranı 19 yılın en düşük düzeyine indi, üretim yerlerde sürünüyor.

Ekonomimizin aşırı kırılgan olduğu, ne döviz kurunda ve nede faizlerde kalıcı yükselişlere tahammülü olmadığını biliyoruz. Fakat yaşanan siyasi kısır çekişmeler nedeniyle el freni boşalmış kamyon gibi gidiyoruz.
Ama nereye belli değil!

Şimdi durmadan "ekonomik paketlerin" torbanın içine konulması da yetmeyecek!


Yaşar Kiraz