Ocak ayı içerisinde uluslararası oyuncuların TL satışlarını artırması bu sebeple TL'nin değer kaybetmeye devam etmesini bekliyorum. Piyasaların açılacağı 5 Ocak sonrası, bir ay içersinde 1$ = 4TL denkliği olabilir… Dolar yarın kaç para olur bunu ancak Allah veya doları manipüle eden bilir ama gideceği yön bellidir.

TCMB'nin, mevcut gevşek para politikasını hükümetin istediği faiz politikasıyla destekleyerek sürdürmesinin maliyeti 2017'de çift haneli enflasyondur.

Bu enflasyonun ilk hanesini "birler" basamağında tutmak zor, istatistik yalanlarıyla saklamak ise imkânsızdır.

Stokların yavaş yavaş erimesiyle birlikte, kur baskısına rağmen talep yetersizliğinden ertelenmiş zamlar 2017 Şubat ayı itibariyle liste fiyatlarını etkilemeye başlayacaktır. Bu zamlar Nisan - Mayıs ayı itibariyle günlük hayatı şiddetli bir şekilde etkiler. Özellikle enerji fiyatları bu zamlardan çok etkilenecektir. Hükümet belli bir müddet bu zamları zamana yaymaya çalışacaktır belki bu hususta onlara Rusya ve İran yardımcı olabilir ama eninde sonunda elektrik ve doğalgaz satış fiyatlarında çok sert düzeltmeler olmak durumundadır. 2017 yazının sıcak geçmemesi için şimdiden dua edelim, klima kullanmak kolay olmayacak.

Perakende, gayrimenkul ve sanayi üretiminde çok ciddi düşüşler olacaktır. Özellikle gayrimenkul varlık fiyatları reel olarak (dolar bazında diyelim anlaşılsın diye) 3'te 1 fiyatlarına kademeli olarak düşeceklerdir.Veyahut TL bazında yarı yarıya değer kaybedecekler ve gayrimenkul balonunun servet İllüzyonu etkisi yavaş yavaş yok olmaya başlayacaktır.

Piyasaların kendisini düzeltme mekanizmaları siyasi tansiyonun yükselmesiyle çalışmaz ise cari açık dâhil makro dengelerin hiçbirinde iyileşme trendi görmek mümkün olmayacaktır.

Merkez Bankası kaynaklarını, hükümetin ve batık banka kredilerinin finansörü olarak belli bir süre kullanmaya çalışsalar dahi uluslararası piyasalar bu girişimi merkez bankası banknotlarını satarak (TL'nin aşırı değersizleşmesi) cezalandırırlar.

250 milyar TL'lik bankacılık sistemini (Kamu bankaları) kurtarma girişimi TCMB'nin fiilen iflasıyla sonuçlanabilir.

Türkiye ekonomisi öngörülerimi 3 eksik, 5 fazla bu yıl içerisinde yaşayacağımızı düşünüyorum.RTE ve 4000 kişilik danışmanlar ordusunun bir ihtimal dahi olsa yukarıda bahsettiğim öngörülerimi muhtemel bir senaryo olarak ele almış olmaları gerekiyor.

Bu ekonomik manzara içerisinde demokratik olarak yalan yanlış bir seçimle dahi olsa iktidarda kalmak mümkün değildir. Dolayısıyla 2019 veya 2020 seçimleri öncesi muhakkak seçimleri garantileyecek rakipsiz bir siyasi iklim yaratılması şarttır. Muhalefetin fiilen olmadığı bu yapının kurulabilmesi ancak RTE'ye dikensiz gül bahçesi yaratacak diktatüryal yetkilerle donanmış fiili tiranlık yolunu açacak referandumla vücut bulabilir.

Benim analizime göre, RTE her şart altında referandumu deneyecektir. Sayın Meral Akşener hanımefendi dün yaptığı bir TV konuşmasında anket sonuçları olumsuz gelirse RTE'nin referandum teklifini mecliste öldüreceğini iddia etti. Bu teze hiçbir şekilde katılmıyorum. RTE her ne pahasına olursa olsun referandumu ve getireceği diktatürya yetkisini almayı deneyecektir. Yaklaşan ekonomik kriz sonrası Türkiye'yi yönetme kabiliyetini ancak böyle olağanüstü bir yetkilendirme altında uluslararası güçlerle masaya oturarak çözebileceğini zannediyor. Kendisini ve şürekâsını kurtaracak bu plan dâhilinde, Türkiye'nin akıbeti pek önemli değil. Batarsa batsın…

Dolayısıyla referandum her hal ve şartta olacaktır… 2017, önümüzdeki 50 yıllık Türkiye Türklüğünün, Türkiye Cumhuriyetinin ve ön Asya coğrafyasının kaderinin belli olacağı senedir. Demokrasisini (eksik dahi olsa) ve Bilim ve fen önderliğinde bir yönetim hayal ve umudunu kaybetmiş bir Türkiye'nin siyasi ve sosyal maliyeti tahmin edilemez derecede trajiktir.

Türk milletini bu yıkım sürecine sokan veya bu sürece sessiz kalan, dolaylı olarak işbirlikçidir, alçaktır, apaçık haindir.

Halil Ibrahim Bayrakçı