gürüldeyen mavi
ışıldayan rüzgar
isyan
okyanus yanığı yüzün
kanıyor Tanrı'nın yağmurdan eli
hüzün

Meryem'in notları düşüyor kitapların arasından
dudaklarında kuş telaşı
yaman
gitmeye hazırlıyor bizi bir fiske adalet
yerden göğe dek
aşk kokuyordu bir zaman
yalan

gül...

Meryem'in saçları sardı zamanı
deli
şiir yazmasını bilmiyorsan /sus
dünya gittiğin yerden dönme geri bana

şiir yazmasını örttüğün günden beri dualar
doğuyorlar kara
kalp atışları yavaş çocuklar
mevsim kışlardan bir demet
küsmüşüm ya
olsun
her cümle barış güvercini
kalıyoruz ben ve söylenmeyen ayıplar

gül
el...

o maddeci küfürler dilinde
vaktin geç
notalar düştü merdivenden
tutamadım dilim
kaldı şarkılarım gölgesinde yemin

istiyorum Meryem
hem de çok
büyük suçlar işleyelim kendimizin ardından
misalen sevmek hiç korkmadan
insanı diyorum daha

gül
el
im...

kimin uğruna ölsen şimdi toprak yanlış anlar
çirkin yalnızlığını örmüş duvar
açlıktan ölmemek için
memelerini çaldılar Meryem'in
sütü ezelden bozulmuşlar

savursun beni
ihtimalsiz düşlerin zaman
gazete küpürleri
zerran kadehinde açan geceleyin çiçekleri
siz yer ile yeksan
tak saçıma gülüşleri tek tek dirim
sanrısına kül basan adalet
yanılıyor olmalı üçüncü sayfa haberleri
uzak

Görmezlik'ten mi geliyorsunuz
mim

Zerran Gadeh-
Kütahya yöresinde bir çeşit oya işlemesi. (Kütahya yöresi şivesiyle söylenişi)
İsmini özellikle çini süsleme sanatında sıkça kullanılan Zerrin Kadeh çiçeğinden almıştır.