"İki derviş yolda yürüyorlarmış. Uzun yollarında önlerine büyükçe bir dere çıkar. Derenin kenarında ise bir kadın. Kadın karşıya geçmek istiyor, fakat azgın sular ve derenin genişliği sebebiyle bir türlü karşıya geçemiyor.

Kadının durumuna acıyan dervişlerden birisi, kadını kucakladığı gibi derenin diğer tarafına geçirir. Sonra iki derviş tekrar birlikte yürümeye devam eder. Uzunca bir süre hiç konuşmadan yürürler. Çok daha sonra, derviş arkadaşına;

"Sen nasıl olur da, tanımadığın bir kadını kucağına alırsın? Bu nasıl bir derviş ahlâkıdır?" diye sorar.

Derviş :

"Doğru, ben o kadını kucağıma aldım. Ama dereyi geçince bıraktım. Görünen o ki, sen hâlâ içinde o kadını taşıyorsun..."

Hani bir halk türkümüzde

"Kendim gurbet elde gönlüm sılada" söylendiği gibi. Bazı arkadaşlar taşındıkları yere alışamamış ya da geldikleri eski adresi unutmamışlar. Bir öyle bir böyle iki arada bir derede idare edip gidiyorlar. Bıraktıysanız nokta koydunuz demektir. Nokta konulunca da cümle biter ve yeni cumleler başlar. Araya virgül koyarak cümleyi uzatıp bitirdim aslında demek en hafif ifade ile iki yüzlü olmaktır.

Artık bir karar verin be arkadaş. Orada burada şurada olmanız da şart değil aslında. Yeter ki nerede olduğunuza karar verin. Aklınız eski sevgilinizde kaldı ise yenisine koşmanız etik degil. Gönlünüz nerede ise orada kalın. Bir yola çıktınız yolunuza devam edin. İlkeli olun. Duruşunuz olsun. Samimi olun.

Particilikten bahsetmiyorum. Siyasi tercihiniz kişiseldir.

Kişisel hırs ve beklentileriniz ile aklınızı kiraya vermeyin yeter.

Yaptığınız fedakarlıkları bırakın bir kenara.

Ülkenin içinde bulunduğu durumu düşünün. Sosyal patlamanın eşiğinde olduğumuzu görün. Her türlü yalanın talanın yaşandığı bir ortamda kim ne zaman kimi kurtarmış böyle basit hesaplar içinde olmayın.

Bu ülkenin yüreği yiğit insanlara her zamankinden çok ihtiyacı var unutmayın.

Muhabbetle…

Doğan Ay