Ve bir gün dönmek zorunda kalırsam;

Bu kafa

Bu yapı

Bu anlayış

Bu yönetim

Bu biatçılık

Bu slogancılık

Bu üretimsizlik

Bu vardır bir bildikleri anlayışı

Bu şekilcilik

Bu adamcılık

Bu iğrenç çıkar ilişkileri

Bu koltuk ülkücülüğü

Bu nemelazım gizlerimi kapar ihalemi yaparım mantığı

Bu " vatan millet sakarya kuru gürültüsü"

Bu viski kokulu masalardan Türk milliyetçiliği fikir sistemi üretenler

Bu seçimden önce ülkücü secimden sonra türkücülük anlayışı

Bu "oturan gölgeler" orada ikamet etme nöbeti devam ettiği sürece

Bu davayı bitiren zevâtlara inat kinim devam ettiği güne kadar

Bu işine geldiği zaman şehitleri anan lakin ahde vefa nedir bilmeyen önce benim evlâdım iş sahibi olsun diyen beyinlere inat

Bu herşey bende başlar bende biter diyenler olduğu sürece

Niye döneyim ki oraya?

Eğer dönmek zorunda kalırsam bir gün evime döner terasıma çıkar kahvemi cigaramın kardesliginde yudumlarım.

Eğer dönmek zorunda kalırsam bir gün oturup hayal kurmaya devam ederim. Nerede Turan nerede yüce Türklük davası diye

Eğer dönmek zorunda kalırsam bir gün yaktığım limana dönüp bakmam

Eğer dönmek zorunda kalırsam bir gün hiç merak etme sesizce çekip gittiğim gibi sessizce bir köşede beklerim…

Ve inanıyorum ki dönmek zorunda da değilim ayrıca.

Bırakın ülkücülüğümü kendim yasayayım.

Dönersem nasıl bakacakmışım yüzlerine…

Bakmam.

Bakacağım yüze zaten sırtımı dönmem be kardesim.

Ne olur gölge etmeyin yeter.

Ve son söz;

Eğer birileri sana "bu iş yapılmaz imkansız" diyorsa. Bu onların sınırlarını gösterir... bizim değil.

Doğan Ay