Hali hazırda birlikte yola çıktığımız şu nacizane site çatısı altında toplandığımız gönüldaşlarımıza Ülkücülükten ahkam kesecek değilim... Ancak, makalemin başlığından da anlaşılacağı gibi Ülkücülüğün ya da Ülkücülüğümün zorluklarından ve Ülkücülüğün sadece seçim meydanlarında takım elbiseleri çekip miting alanının etrafında etten duvar oluşturmak olmadığını anlatabilmek boynumun borcudur.Daha önceki makalelerimde neden MHP'ye oy vereceğimi , MHP'nin neden iktidar olamadığı gibi konulara değinmiş ve sıra Ülkücü Olmanın Zorluklarını anlatan makaleye gelmiştir.



Ülkücü'nün sözlük manasını zaten artık sokaktaki çocuklar bile biliyor.Hatta Ali'nin Ayşe'yi sevdiğini bildiği gibi biliyor... Ne bileyim maça kızına yazılan şarkı gibi biliyor... Bizler Ülkücü olmanın gururunu yaşayıp zorluklarına göğüs gerebilenleriz.. Dikkatinizi rahmetli Başbuğumuzun vefatından sonraki seçimlere çekmek isterim...



Biz Adana Fevzipaşa Ülkü Ocakları'nda Başbuğumuzun aramızdan ayrılışının sancısını bir nebze olsun seçimlerden kazanacağımız zafer ile sarmak arzusunu taşırken... Ülkücülüğün ''ü'' sünü bilmeyenlerle Ülkücü olmanın zorluklarını tartışıyorduk... Bizler cüzdanımızdaki Bozkurt resminin hesabını Şakirpaşa karakolunda verirken... Ülkücülüğün yakınından dahi geçemeyenlere '' Her kişi Ülkücü olamaz'' diye posta koyuyorduk! Bizler ocakta Kur'an öğrenirken gelip bize Kur'an öğreten hocamızın izinsiz Kur'an kursu kurmak suçundan 9 ay hapis cezasına çarptırıldığına isyan ederken... Ülkücülüğün moda olmasını bekleyen çakallara meydanın boş olmadığını haykırıyorduk..



Ülkücülük zor zanaat arkadaş... Hatırlayınız.. Rahmetli Başbuğumuzun ilk seminerine katılan bir elin parmaklarını geçmeyen kurmaylarını hatırlayın.


"Siz dahi gelmeseniz ben bu semineri tek başıma yapacaktım" diyen Başbuğumuzu hatırlayınız....


40 yıldır bu ülkenin vatan toprağının mukaddesatına sahip çıkan bir akımın neferleri olarak mamaklarda kolumuzu, tabutluklarda abilerimizi, Üniversitelerde '' Muhammed'in piçleri giremez'' pankarlatının önünde ağlayan ablalarımızı bırakıp geldik bu günlere... Ülkücü Hareket her vakit bedel ödemeye hazırdır.... Ne bu gün içeri alınan ülküdaşlarımızın bir önemi, ne de bundan sonra türlü cefalar çekecek olan genç bozkurtlarımızın bir vehimi yoktur..



Biz ülkücüler ''Vatan mevzu bahis ise gerisi teferruattır'' diyecek kadar mukaddesatına sahip çıkan ve bir o kadar da bu mukaddesat için kan dökmeye, kanını dökmeye hazırdır.. Bundan evvel böyle oldu... Bundan sonra da böyle olacaktır... Mustafalar Ölür.. Ruhiler Ölür... Hüseyinler Ölür... Kekilliler Ölür ama Allah davası ölmez... Unutmayınız... Bu yol çetindir... Yufka yürekliler... Menfaat düşkünleri ya da rahat arayanların aramıza girmesini istemeyiz... Ülkücü olmak çok zordur... Her kişi Ülkücü olamaz...



Rahmetli Babamın da dediği gibi...



''İnsana; 1. Hidayet Müslümanlıktır... 2. Hidayet Türklüktür... 3.Hidayet ise Ülkücülüktür... Allaha emanet olun...



7 Haziran 2011
Vural Egemen SARIGÖZ