Bugün artık burada dinmez, acı
Bugün artık koşamam maveraya
Ülkümü armağan ettiğim çocuk
Tut ellerimden, tut çocuğum...

Dağlar, engin denizlerle bakışır
Teninde rüzgar, kıskanıp esişir
Ey uçurtmayı ellerinden aldığım,
Tut ellerimden, tut çocuğum...

Ölüm, kalım nedir? Bir ihtimâl
Benim içimdeki çocuk izmihlâl
Yaşarken üstüne toprak serdiğim
Tut ellerimden, tut çocuğum...

Bugün farkına vardım, sensizliğin
Meğer düşlerim epey yaşlanmış
Zamanı geldi deyip, terk ettiğim
Tut ellerimden, tut çocuğum...

Sana hasret yalnız ben değilmişim
Selâm verdiğim bir köpekle ağladım
Bir ağaca, merhabanı esirgediğim
Tut ellerimden, tut çocuğum...

Nerede karpuzumu serinleten dere
Nerede gölgesine sığındığım ahlât
Neredesin yediğim dayak ve nane
Tut ellerimden, tut çocuğum...

İhtiyar bir ağaçtan yaptığım sapan
Hiçbir kuşu vuramadı bugüne dek
Peşinden koştuğum kuş ve kelebek
Tut ellerimden, tut çocuğum...

Tut ki, artık şu ceset canlansın
Tut çünkü, sen benim kızıl elmamsın
Elimde salça ekmek, koşuştuğum
Sokaklar, maverâya uzansın...

Tut çocuk! Kıralım şu camları
Sinirlendirelim çirkin ihtiyarları
Noksan kalsın da tertip ve düzen
Ele geçirelim yeniden, kaldırımları...

Anıl Kunt

30.12.2017​