​Şimdilerde çok kalmadı ancak, bir zamanlar 'TURAN' denildiğinde 'Sen faşist misin?' soruları ya da yaftaları ile karşılaşırdık. Şimdilerde kalmadı dediysem de TURAN ülküsünün de pek sesli olarak kalmadığındandır ne yazık ki. 

TURAN dediğimizde hep başka ülke topraklarının istilası ya da Türk ırkının üstünlüğü vs.. vss.. gibi yanlış algılarla yetişmiş bir kesim vardı. İslamiyeti kabul etmiş bir toplumun bir ırkın üstünlüğünden bahsi zaten olamaz. Sadece herkesin ailesi kendine daha iyidir ya Türk de Türk'e daha iyidir. 

Asıl TURAN Ozan Arifçeydi ; Kırım'dan Hazar'a koşturmaktı atı, Azerbaycan'da bir gece misafir kalmaktı, Musulda sazına düzen vermek, Abdesti Yeşil Tuna nehrinde almaktı. 

Vefat haberi ile içim ah dedi önce ve bu şiir aklıma geldi. Ağlatan TURANDIR başka bir vatan görmeden ölürsem ona yanarım dizeleri idi. Türk adının geçtiği her yerde gıyabi cenaze namazı kılınmıştı. Belki özlediği, hayal ettiği TURAN ülküsü Çıkarlar üzerine kurulu dış politikalarla tam değildi. Ama, O yaşarken de vefatıyla da Türk adının anıldığı her yerdeydi. 

Ruhu şad olsun. Adın TURAN ellere yaşamaya devam edecek. 

Ayse Fatma degil beni aglatan
Gülmeden ölürsem ona yanarim
Aglatan TURANDIR baska bir vatan
Bulmadan ölürsem ona yanarim

Bulur bulmaz öpecegim tasini 
Çok özledim ekmegini asini 
Esir Türklerimin gözün yasini 
Silmeden ölürsem ona yanarim

Silinen gözlerin hasreti kati 
Kirimdan hazara kostursam ati 
Taskent yaylasinda madimak otu 
Yolmadan ölürsem ona yanarim

Madimak toplasam yesem o anda 
Yola revan olsam ayni zamanda 
Bir gece misafir Azerbaycanda 
Kalmadan ölürsem ona yanarim

Azerbaycandanda Kerküge varip 
Orda gardasimin yarasin sarip 
Musulda sazima bir düzen verip 
Çalmadan ölürsem ona yanarim

Saz çaldiktan sonra Musul sehrinden 
Ayrilsada asik ölmez kahrindan 
Abdestimi yesil Tuna nehrinden 
Almadan ölürsem ona yanarim

Abdesti alinca duyarim hazi 
OZAN ARIF ya sehit ol ya gazi 
Çin seddinde bir gün sabah namazi 
Kilmadan ölürsem ona yanarim