Öncelikle bu bir öğle yemeğidir. Öğle yemekleri, yandaş basının iddia ettiği gibi onura verilmez. "Honor dinner" denilen onur yemekleri, kıyafet şartı da olan yemeklerdir. Burada amaç iş konuşmak değildir,
sosyalleşmektir.

Ertuğrul Özkök, bugünkü yazısını Erdoğan - Trump öğle yemeğine ayırmış. Şu bunun karşısında niye oturmuş? Kim kiminle eşleşmeliymiş? ABD dışişleri bakanının yanındaki koltuk niye boş kalmış? Filanmış, feşmekanmış şeklinde 30 senedir Türkiye medyasının niçin sefalet içerisinde olduğunu ispat edercesine kendince spekülasyon yapmış. Meselenin esasına hiç değinmemiş. Doğan medya grubunun belki de en iyi yaptığı iş budur, işin esasını gizlemek...

Halbuki kendisi yazılarında şaraptan ne kadar iyi anladığını, batılı değerler sistemini ne kadar içselleştirdiğini anlatsa da aslında sadece kof bir gösterişçi olduğunu ortaya koymuş vaziyettedir.

Şimdi gelelim Beyaz saray'daki Trump-Erdoğan yemeğinin ayrıntılarına:

Öncelikle bu bir öğle yemeğidir. Öğle yemekleri, yandaş basının iddia ettiği gibi onura verilmez. "Honor dinner" denilen onur yemekleri, kıyafet şartı da olan yemeklerdir. Burada amaç iş konuşmak değildir, sosyalleşmektir.

O halde Beyaz Saray'da Erdoğan ve Trump'ın yediği öğlen yemeği, Working dinner denilen türkçeye çalışma yemeği olarak tercüme edeceğimiz bir hem yemek hem kısmi iş konuşma türüdür.

-2'yle 12 kişi arasında en fazla yemeğe katılım olur.
-Yaklaşık 1 saattir, maksimum 1,5 saat.
-Taraflar nasıl olsa öğle yemeği yiyeceklerdir, yemek vakti iş konuşularak da değerlendirilmiş olur.
-Ajandası dolu kişiler genelde önemsiz, karar alınması gerekmeyen toplantıları öğle yemeğiyle birleştirirler.
-Çatal, bıçak garson sesleri arasında karar alınması gereken ciddi işler konuşulmaz.


DEĞERLENDİRME

1) Trump yönetimi 1 saatlik çalışma yemeği artı 20 dakikalık özel görüşmeyle Türkiye heyetiyle konuşacak bir şeyi olmadığını dünyada bu işten anlayanlara açıkça ilan etmiştir. Hemde 20 dakikalık görüşmede 3 defa İzmir'de Fetö'den tutuklu papazın ABD'ye iadesini istediğini basına sızdırarak, ABD iç kamuoyuna yönelik bir hamle olarak özel görüşmenin görünmesini sağlamıştır.

2) Çalışma yemeği görünümündeki öğle yemeğine duyduğum kadarıyla Erdoğan cephesi tarafından 16 kişilik bir heyetle gidilmiş. Masada yer olmadığı için 10 kişiyi oturtabilmişler hatta İbrahim Kalın, CB'nin sözcüsü masanın başına sandalye eklenerek yemeğe dahil edilmiş. Erdoğan bütün kabinesini sanki fotoğraf çektirmek için oraya götürmüş. Karşı tarafda askeri muhatabı olmayan Hulusi Akar, sivil kıyafetle (ki bence doğru bir harekettir artık Türk ordusunun üniformasını giymesi uygun değildir) fotoğrafa dahil edilmiştir. Bu açıkça görgüsüzlüktür...

3) 16 kişinin oturduğu bir masaya yemek ve içki servisi zaten 1 saatlik yemeği doldurur. Bu kadar çatal, bıçak sesi arasında ne konuşulacaktır? Kimin karşısına kimin oturtulduğunun bir önemi yoktur. Zira böyle bir yemeğe 10 kişilik bir heyetle katılmak zaten ciddiyetsizlik ve fiyaskodur. Bu kadar adamla yemeğe katılmak, bir şey konuşmaya gelmedik, selfie yapıp gideceğiz demektir.

4) Egemenliğimiz ve milli bütünlüğümüz açısından son derece önemli YPG/PKK konusunda somut hiçbirşey edilememişken, Yemekten önce Erdoğan heyetinin attıkları şen kahkahalar, muzip gülümsemeler Erdoğan heyetinin Beyaz Saray ziyaretinin asıl amacının ABD ile ilişkilerinin devam ettiğini, hala muhatap olarak alınmalarının verdiği mutluluk ifadelerinden başka bir anlama gelmez.

Referandum sonrası ve AKP kongresi öncesi Erdoğan, kendi meşruluğunu ABD nezdinde tazelemek ve iç kamuoyuna bunu göstermek için gitmiştir. Dünya'da bunun böyle olduğunu ne yazık ki bilmektedir. Tamamen içine çökmüş bir Türkiye manzarasıyla karşı karşıyayız. En hayati meselelerini bile Erdoğan'ın bekası için feda etmeye hazır bir ülke yönetiminin itibarı kalır mı?

Halil Ibrahim Bayrakçı