İstanbul'un Anadolu yakasından bakıldığında tarihi yarımadanın o müthiş ecdat yadigârı siluetini söküp atan ve minarelerin arkasında yırtık dondan fırlamış gibi duran malum çirkinlik abideleri artık yıkılmayacak...

Zamanın Başbakanı olan Erdoğan'ın bile görünce "kahrolduğu"ve sırf bu yüzden arkadaşına "küstüğü" 16/9 adlı Zeytinburnu gökdelenleri, İstanbul 4.İdare mahkemesinin yeni verdiği karara göre yı-kı-la-ma-ya-cak...

Bağımsız yargıya saygımız var elbet…

***

Lâkin ne hikmetse o inşaatlar orada yükselirken gölgesinde defalarca parti mitingi yapan AKP'liler hiç fark etmemişti bu garabeti…

Kimse görmemiş, kimse duymamıştı…

Ülke maymun cenneti olmuştu adeta…

Hâlbuki Zeytinburnu Belediyesi, İBB, Hükümet ve Bakanlıklar AKP'li. Hatta binaların müteahhidi olan Mesut Toprak beyefendi de AKP'li ve üstelik Tayyip Erdoğan'ın okul sıralarından beri yakın arkadaşı…

***

Binalar bitirilip yıkılamaması bir yerlerden güvence altına alındığından değil tabi, toplumdan yükselen tepkiler üzerine olaydan haberdar olan İstanbul aşığı ve dünya liderimiz Erdoğan konuya müdahil olup tıraşlanmasını istemişti.

O denli yani…

Fakat Erdoğan'ın bu isteğini ve dönemin mahkemelerinin verdiği "binaları tıraşlayıp makul seviyeye indirme" kararlarını "tıraşlayan" olmadı…

Her halta, her "tıraştan şeye" milyon dolarlar bulup harcayan İBB, "binaları tıraş" için bütçem yok bile dedi…

"E hükümet biziz birader, biraz yerli ve mili düşünelim. IMF'ye başka zaman borç veririz önce şu "tıraşı" yapalım" diyen olmadı…

***

Bu arada mesele soğumaya bırakıldı ve bizler başka konularda "tıraşlar" yapmaya devam ettik.

Zaten ülkede anlık gündemden ve tıraştan bol ne var? Her saniyemiz "ekşın" , her anımız "traş". Kurban olduğum Rabbim verdikçe verdi…

O verdi biz "tıraş" yaptık…

Tarım, hayvancılık, turizm ve sanayi…

Dipten, daha dipten, en dipten…

Orduyu, eğitimi, adaleti, sevgiyi, arkadaşlığı, dostluğu, samimiyeti, asgari müştereklerimizi ve tabi ki birbirimize güven duygumuzu hep tıraşladık...

***

Ve bir gün "küs" olduğumuz arkadaş, bir zamanlar Sayın Cumhurbaşkanımız ile birlikte öğrenim gördüğü İmam Hatip Lisesini ücretsiz olarak yenileyip "Recep Tayyip Erdoğan Anadolu İmam Hatip Lisesi" adını verdi…

Açılış merasiminde dikey yapılaşmaya lanet, hayırsever ama "tıraş sevmez" arkadaşımıza teşekkür edildi; cennetteki yeri müjdelendi…

***

Bu arada çeşitli konularda yurt içi ve yurt içi bazında her türlü tıraş işlemi hızla devam etti…

Üçüncü köprü ve bağlantı yolları, üçüncü hava alanı yapıyoruz diye İstanbul'un kuzey ormanları bir daha yeşermemek üzere dipten "tıraşlanırken", iktidar sahipleri gittikleri her yerde; beş yıldızlı otelde, lüks rezidansta dikey mimarinin çirkinliğinden, İstanbul'a ve ülkeye ettikleri ihanetlerden dem vurup "tıraş" becerisinde hayli mesafe kat ettiler…

Bir yandan insan ve doğa ile barışık yerel ve tarihi mimarimizden girip, fıtratımıza uygun ve yatay yapılaşmanın öneminden çıktılar…

Diğer yandan garabet ruhsatları veren arkadaşların sırtını sıvazlayıp, aldığı ruhsatın gereğini yapan müteahhitlerin kulaklarını "kameralar önünde" birazcık çekip uzatıp "şırrrak!" diye geri bıraktılar…

Muhalefete karşı da birkaç level birden atlayıp sünnet, diş çekme, nal çakma, kuyruk takma işlerine bile başlandı…

Çok faso fiso bir yer olduğundan mıdır nedir, garibim Burkina Faso nasiplenemedi tıraşlarımızdan…

Her kuşu tuttuk bir leylek kaldı resmen…

***

Binaların tıraşlamalı günlerinde ben de İBB'de etkin görevde olan bir arkadaşımla tartışmış ve küsmüştüm. Arkadaşımın "Mahkeme yıkılma kararı versin ilk balyozu gidip ben vuracağım" sözüne karşılık "Kuleler AKP'li kaynıyor, Türk Ordusu'na vurduğunuz balyoza benzemez bu" demiştim…

Balyozun sapı elinde, bekliyor garibim…

Yine ilçe yönetimlerinde ve mahallede tanıdığım hızlı AKP'li eski dostlarımla da her konuda olduğu gibi bu konuda da çok tartışmıştım. O günlerin algısıyla "Ergenekoncu" yaftası modaydı. Şimdi bazen "CHP'li oldun birader" bazen "Sen de FETÖ'cü müsün arkadaş?" tıraşlarıyla ömür tüketiyorlar…

Hatta "tıraşının cemaziyelevvelini" bildiğim bazıları da "vatan haini" bile diyor dantelli kefenin ardından göz süzüp…

Yani hep "tıraş", hep "tıraş"


Yahya Hoçur
19.1.2018