8 Ocak günü CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu ve Uşak Milletvekili Özkan Yalım, Başbakan Yıldırım ve CHP lideri Kılıçdaroğlu arasındaki 'kamyon' polemiğini test etmek için şoför ve muavin koltuğuna geçtiler. İstanbul Selimpaşa'dan Ankara' ya kendi kullandıkları TIR ile geldiler. Kılıçdaroğlu' nun kamyoncuların köprü ve otoyol geçiş ücretlerinin yüksek olduğunu belirterek hükümeti eleştirmesinin gerçeği yansıttığını ispat ettiler. 

İki gün sonra 10 Ocak günü Başbakan Binali Yıldırım, "Gönül Dağı" programının özel bölümünde 1978 model bir otobüsün şoför koltuğuna geçerek Hollandalı Haber Muhabiri Wilco van Herpen ile Osmangazi Köprüsü, Kuzey Marmara Otoyolu ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nde seyahat ettiler. Başbakan Yıldırım kullandığı otobüsün kendisi için büyük bir anlamı olduğunu belirtti. 1978 yılında babasıyla birlikte otobüsçülüğe başladığını anlatan Yıldırım, 1984'e kadar bu işi yaptıklarını söyledi. O dönemler Bakan ya da Başbakan olmak aklında yokmuş..

Siyasetimizin ve siyasetcilerimizin hal- i pürmelali... Keşke Sûfli siyaset yerine Ûlvî siyaset görebilsek.. 

Bu iki yolculukta dikkatimi çeken üç husus var. 

Birincisi; Kılıçdaroğlu Mecliste köprü geçiş ücretlerini ve mazot faturalarını göstererek ödenen vergilere yönelik eleştiride bulundu. Ancak öyle bir kitle oluşturuldu ki CHP veya Kılıçdaroğlundan gelen tüm iddiaları asılsız kabul ediyor. Belgeleriyle ispat etsede! Milletvekilleri Tıra atlayıp kör göze parmak misali iddiaya konu belgeleri tek tek topladılar. Ne kadar inandırıcı oldular bilemiyorum!..

İkincisi; Başbakan Yıldırım' da bir zamanların ekmek teknesine biniyor, bakanlığı döneminde ihalesini yapıp bitirilen yol ve köprüleri tane tane anlatıyor. Kime anlatıyor ve kimle seyahat ediyor bunlar önemli.. Efendim. 1978- 1984 arası yapılan kara taşımacılığından elde edilen gelir, Hollanda' daki uluslararası deniz taşımacılığı yapan şirketler ile 30 gemi ve Malta'daki offshore şirketlerin sermayesi olabilir mi? Yıllardır Nakliye işi yapanları beceriksizliklerinden ve kabiliyetsizliklerinden dolayı kınıyorum. 

Üçüncüsü; "Her delikten çıkan " sözümona Türk yemekleri aşkına tutulup, Türkiye ve Kıbrıs' ı en ücra köşesine kadar dağ bayır gezen Wilko' yu niye tercih etti? Hollanda vatandaşı olduğu için olabilir mi? Hollandayla gerilen ilişkilere engel olamadığından özür mahiyetinde bir girişim olabilir. Tosuncukların şirketleri sıkıntıya düşmüş olabilir mi? Sahi bu yemek yapmayla zerre alakası olmayan şahsa, eski Cumhubaşkanı Gül' de Cumhurbaşkanlığı köşkünde ilgi ve iltifata boğmuştu.

Efendim kamyon arkası yazılarına gönderme yapılmazsa büyük eksiklik olur. "Kader satılmıyor ki iyisini alalım." yazısını kara nakliyatından deniz taşımacılığına geçemeyen beceriksiz ve kabiliyetsiz nakliyecilere ithaf ediyorum." Hayatımı yazsam, duble yol olur. Gazla uçabilirsin, ama frenle konamazsın." yazılarını Başbakan Yıldırım' a, Wilko' ya " Azrail bile ayağıma gelecekse sen neyin tribindesin." Siz sayfa arkadaşlarıma da "Biz kimseyi yarı yolda bırakmadık onlar müsait bir yerde indiler." yazılarını ithaf ediyorum.


Sevgi ve Saygıyla
Sevginaz Hamevioğlu