TARİH 11 TEMMUZ 1995,
İNSANLIĞI VURDU UTANMAZ ELLER.

13 yaşındaydım tarih utanç içerisinde yüzünü kapatmıştı, olanları görmek istemiyordu. Bosna Hersek'ten bahsediyordu haber bültenleri, cansız çocuk bedenlerinden, başörtüsü parçalanmış gelinlerden, katliamlardan, ölümlerden…

Henüz 13 yaşındaydım Bosna Hersek "Biz" demekti, Bosna hersek Türk'dü. Bıyığı tütün sarısı bir amca "Osmanlı'dan intikam alıyorlar" diyordu ve ortada çocuk yaşta gurula izlediğim ne Kara Murat vardı, ne de Battal Gazi.

13 yaşındaydım Manas, Bilge Kağan, Ergenekon destanlarını yere diz üstü oturup, çekyatı masa belleyip okumuştum. Sonra Dede Korkut hikayeleri ve tabi ki Deli Dumrul. Her köprüden haraç almanın hayalini az kurmamıştım.Çok vakit sonra öğrenecektim emperyalist yamyamlarca haraca çoktan bağlandığımızı. Ergenekon'da gerçekleşmiyordu. Bizim Karınca dağında sanki kurtların köküne kıran girmişti, mahallenin demirci ustası ise kendi halinde bir insandı işte... Türkler için çıkış yolu yoktu, sıkışıp kalmıştık Anadolu düzünde. Türkler artık kahramanlık yapamıyordu. Türklerin maziyi arayan gözleri bir dipcik darbesiyle kapanıyordu. Türkler sadece ölüyordu...

13 yaşındaydım Bosna Hersek yıkılmış Srebenitsa'da katliam olmuştu, Karabağ'da, Musul ve Kerkük'de durum farklı değildi. Bazı Ozanlar isyan şiirleri okuyordu ve bu şiirleri okuyanlara ırkçı diyorlardı.

"Bosna'da ezan yaslı
Gelin kız kızan yaslı
Bu yüzden Ozan yaslı
Derdim var, derdim benim."

Irkçılar hep ölüyordu!
Irkçılar hep ölenlerden yanaydı!
Irkçı olmuştum, gerçek ırkçılardan hesap sormak için...

13 yaşındaydım büyüklerimin göz yaşında öfkeyi tanıdım... Ağladıkça dünya küçüldü gözümde, dünya küçüldükçe büyüdüğümü anladım.

Okan KİLİT