​Youtube da bazı fırlama Amerikalıların kandırmaca (prank) videolarına denk gelmişsinizdir.

Kahramanımız elinde bir pastayla kenarda oturan genç ve güzel sarışın kızın önünden geçerken birden yere kapaklanıverir.

Kız önünde gerçekleşen bu kazayla paniklerken adamımız "bu pastayı babaanneme götürüyordum ama seni görünce düşüverdim" der.

Kız tüm düşüşün ve heba edilen pastanın kendisiyle tanışmak için bir mizansen olduğunu anlar ve bundan çok etkilenir. Beğenilmiş, önemsenmiş, onaylanmış, kendisi için fedakarlık yapıldığına inandırılmış haldedir. Bu ilgiyle gururu okşanır, mutludur... 

Kahramanımız o esnada fedakar şovunun karşılığı olarak kızın telefon numarasını ister. Kız numarayı verir ve aslında gerçek şovun tam da o an bir parçası olduğunu anlar. Çünkü şakayı yapan müptezel aslında her şeyin bir youtube kanalı için çekildiğini söyler ve bir kenardan olayları kaydeden kamerayı gösterir.

Bir an için beğenildiğini sanan kız aslında daha çok izlenip para kazanmak için zıpırlık yapan bir yavşağın ticari mezesi olduğu gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalır. Az önce birilerinin sırf kendisiyle tanışmak için kendini yere attığı düşüncesi dağılıp gider. Çoğunun yüzünde hayal kırıklığını ve aptal yerine konulmanın öfkesini gizlemeye çalışan kırılgan, zoraki bir gülümseme belirir. Videoyu çeken yavşak arkasını dönüp gitmeden önce sahte bir samimiyetle videoyu yayınlamaya izin verip vermediğini sorar.

Herkes ardını dönüp kendi yoluna giderken kız bir anlık da olsa böylesine beğenildiğini düşündüğü için kendisini suçlar ama iş işten geçmiş, çoktan ticari bir meze olarak milyonların eğlencesi haline dönmüştür.

Türkiye'de AKP siyasetini bundan daha güzel özetleyen bir şey olamaz. Halk dalkavukluğuyla şaşalı bir şekilde kendilerini milletin önünde yere atıp onların bekası için her türlü fedakarlığa göğüs gereceklerini söyleyip oy isteyen AKP alacağını aldıktan sonra milleti tanzim kuyruklarına havale ediyor.

Oylar alındıktan sonra herkes kendi yoluna giderken vatandaş yukarıdaki kızın hissettiği aldatılmışlık, kullanılmışlık duygusuyla baş başa kalıyor. Tüm bu siyasal şovun aslında ekonomik kazanımlar için yapıldığını görüyor.

Liyakatin artık esamesinin bile okunmadığı bu ülkede halk maneviyatının kendisini köleleştirmek için adeta bir boyunduruk gibi kullanıldığını görüyor. Halkın dinine imanına vurgu yapanlar kazandıkları seçimlerin ardından lüks içinde yaşarken halkın "açız" çığlıklarına karşılık kanaat etmeyi öneriyor.

Tüm bu maneviyat, dindarlık, yoksul halkın yanında olma iddiaları sürdükleri safahat düzeninin kılıfından başka bir şey değil.

Bu seçimde AKP li bir siyasetçi oyunuzu istemeye geldiğinde aptal sarışın olmayın.