Başkalarını değiştirmek yerine önce kendinden başlayabiliyor musun? Başkalarını düzeltmek yerine düzelmesi gereken şeye sen nasıl yaklaşıyorsun?

Insana özgü en temel his,sevgidir. Sevginin ağırlığını en fazla hissettirdiği duygu güven en az hissettiren ise korkudur. Güven ağırlık kazandıkça korku korku ağırlık kazandıkça güven öne çıkar ve bu durum sevgi kavramını şekillendirir.

Dönelim bizim sevgi anlayışımıza…

Ağzımızdan küfür hakaret... Yüreğimiz taşlaşmış. Bu taş yüreklerde sevginin yeşermesini bekliyoruz. Nedense suçlu hep başkası. Hatalar sadece bizde yok. Ne güzel söylemiş Ozan " Elin gözündeki çöpü sayarız tek tek

Kendi gözümüzde mertek var mertek."

Kendi gözündeki merteği görmeyenler çıkıp karşımıza başka gözlerdeki çöpleri sayıyor.

Peki niçin bu duruma düştük?

Güveni kaybettik ilk olarak.

Unutmayın " Hayat kendiliğinden ne iyi ne fenadır, ona iyiliği ve fenalığı katan sizsiniz." der Montaigne. Iyliligi fenalığı dünyaya katan insanoğlu ise o zaman sevgiyi de nefreti de bu dünyaya eken biz insanlarız. Öyleyse bu sevgisizlik ortamını da ortadan kaldıracak biz olmalıyız…

Ama Kötülük ve iyiliğin, cahillik ve bilgeliğin, karanlık ve aydınlığın, siyah ve beyazın mücadelesi her zaman devam etmiştir ve edecektir.
Hayat devam ettiği sürece , iyilik ve kötülük çatışmadı hep olacak. İyi mi – kötü mü olacağımıza, bilgeliğin mi – cahilliğin mi peşinden gideceğimize karar vermek ise bizim seçimimiz olacak unutmayın.

Sevgi dili iyilik dili mutlaka hayatımıza ışık saçmalıdır. Aksi durumda bugün yaşadığımız ağzı bozuk zihniyetler hep pirim yapacaktır. Siyasetini başkasına küfür ve hakaret üzerine kuranlar en büyük zararı topluma verdiklerini umarım fark ederler…

Doğan Ay