Ahali yine işi gücü bırakmış, "AKP bir taraftan koalisyonların ülkeye fayda getirmediğini söyleyip diğer taraftan MHP ile Cumhurbaşkanlığı için ittifak yapıyor".

Bu caiz midir? Diye tartışıyor…

MHP'de az sayıda kalmış ve hafıza sorunu olmayan gerçek Ülkücü dostlarımız da, "Daha düne kadar koalisyonların, kötü olduğunu memlekete zarar verdiğini anlatıp hep tek başına iktidar olmayı savunan adama nasıl güvenelim? Hem bu nasıl iştir, Bilge Liderimiz 'baraj sorunumuz yok' diyordu yoksa kandırıldık mı? Ayrıca AKP gibi bir partiyle koalisyon yapmayı içimize nasıl sindireceğiz?" diye düşünüyor…

Öyle ya, iş tutacakları partinin liderinin yıllardır kendilerine ettiği, it yese kudurur cinsinden hakaretleri "devletin bekası" aşkına yutabilirler de; Türk Milliyetçiliğini ayaklarının altında çamur gibi çiğnenip, eline geçen her fırsatta kamu kurumlarındaki Türk, Türkiye ve T.C. ibarelerini silmesini nasıl sindirecekler…

Artık "Türk"ü olmayan Kızılay'ın hangi maden suyu yeter ki bu sindirim sorununa?

Yeri gelmişken hatırlatayım; AKP' lideri, Refah Partisi İstanbul İl Başkanıyken REFAH, MÇP ve IDP'nin 1991 seçimlerinde birlikte seçime girmelerine şiddetle karşı çıkmış MÇP ve merhum Türkeş aleyhine tavır koymuştu. Erdoğan'ın başı çekip Kürtçü dostlarıyla beraber organize ettiği bu tavır sonucu MÇP lideri Türkeş, seçimde REFAH listelerinden giremeyip Yozgat'tan "Bağımsız aday" olarak TBMM'ye seçilebilmiştir.

Burada merhum Erbakan'ın, Refah listesine değil Türkeş'e oy verin mesajı ve Yozgatlıların sağduyusu, vefası galip gelmiş; Erdoğan ve arkadaşlarının yaptığı Türkeş karşıtı kampanya Yozgat'ta tutmamıştır...

Bu minik ansiklopedik bilgiden sonra tekrar günümüze dönelim…
Bu ittifak planı öyle alelade bir şey değil, üzerinde çok ince çalışılmış...
Mesela eskiden aynı pusulada iki partiye mühür vurulmuş veya pusulayı katlarken birinden ötekine bulaşmışsa reyiniz ziyan oluyordu. Şimdi "Biz ittifak yaptık aga" diyen iki partiye direk yazılacak.
Dinimizce de "haram" olan israfı sandık başında kaldırıvermişler.
E, çünkü en çok hatalı mühür basma AKP tarzı partilerin seçmenlerinden çıkıyor. Geçmiş seçimlerde bu sebeple AP'li , SP'li, AKP'li müşahitlerle sandık başında çok tartıştığım olmuştur. Vatandaş resmen pusulaya s.çmış; sayın müşahit kardeşim: "Bu oy bizim" diyor, başka şey demiyor…
Düşünsenize şimdi öyle bir şey olunca, sandık başında doğruyu savunup tartışabilir miyim? MHP'li kardeşlerim bir araba dayak atar bana. Çünkü onların da menfaati var bu  ittifakta…
MHP'li kardeşlerim beni bir güzel döverlerken, AKP'li arkadaşlarımız da, iti ite kırdırmanın hazzını yaşarlar…

Ayrıca Devlet Bahçeli, partisinden istifa etmeden AKP üzerinden aday olacak. MHP'deki koltuğun gitme tehlikesi yok. AKP bunun için kanun yapıyor. Erdoğan, kaz gelecek yerden tavuğu esirger mi? Devlet beyimiz bu sayede yanında AKP üzerinden seçilecek kendine göbekten bağlı 25-30 arkadaşıyla beraber emekliler kahvesi moduna devam yani…
Siz mevcut MHP'yi iktidar olup ülkeyi "Türk için, Türk'e göre, Türk tarafından" yönetme sevdasında olan bir yapı mı sanıyorsunuz kuzum?
AKP mekiği, bu ittifak sayesinde atmosferi geçince işi biten yakıt tankları, ağırlık yapmasın diye sırasıyla yere düşecek. 
Kimi Atlas Okyanusu'na, kimi Nevada çöllerine…

Yapılan anlaşmaya göre ittifak yapan partilerin seçim barajı sorunu da yok...
Anlatayım: Hani Birinci Cihan Harbi'nde Almanya yenilince Osmanlı'da yenilmişti ya. Şimdi küffarın karşısında öyle hasta adam veya dünkü çocuk yok. AKP'nin seçim barajı sorunu olmadığı için onun eteğine yapışan MHP'nin de sorunu ortadan kalkıyor. 
Yani AKP kazanınca MHP'de kazanmış olacak…
Yalnız bir farkla: AKP iktidar olunca MHP iktidar olmayacak ama uykuyu seven taraftarlarına, "iktidarı biz yönetiyoruz gardaşşş!" diye ninni söylemeye devam edecek…

"Peki, AKP ve MHP hatta BBP'nin yapacağı seçim ittifakı sorun olmuyorsa CHP-ile BDP yaparsa niye sorun oluyor?" diye düşünebilirsiniz?

Haklısınız…
Kısaca söylemek gerekirse, BDP'nin ihaneti belli, konuşmaya gerek yok. CHP ise boksörlerin, ah pardon sağ partilerin güç toplamak ve formda kalmak için kullandığı kum torbasıdır…
Onlar da buna gönüllüdür, teşnedir…
Daha fazlası değildir...

Ardından, "Ya İYİ PARTİ'nin yer alacağı bir ittifak olur mu?" Sorusu gelir aklınıza…
Mevcut şartlarda mümkün değil, kızgın bir soba konumunda olan İYİ PARTİ, kimseyle ittifak yapamaz…
Hem rakiplere sakız olma fırsatını vermemek için "dileğe doğru tek başına at sürüp" rüştünü ispatlaması lazım. Gerçek anlamda İYİ PARTİ adını ancak o zaman alacaktır…

Görelim mevlam neyler...

22.2.2018