Hepinizin malumudur referandum sonrası Yaşar Holding kurucusu Selim Yaşar Beyin toplumda infiale yol açan tweetleri. İzmir ve özellikle Karşıyaka'yla olan tartışmaları.
Ben Selim Yaşar Bey'in münasebetsiz tweetlerini tartışmayacağım konuya başka bir açıdan bakmak istiyorum.
1941 yılında boyama atölyesinin kurulmasından, 1973'deki ilk özel sektör süt fabrikasının kurulmasına, Türkiye'de paketli gıda üretiminin öncülüğüne uzanan PINAR markasına yaklaşık 44 yıl yatırım yapmış bir ticari, sanayi ülke değerinden bahsediyoruz.Maalesef böylesi ülkemiz için belli bir marka değeri yaratmış fazla müessesemiz yok. Bakınız marka diyorum, cirosundan, ürün yelpazesinin genişliğinden, ihracat gücünden filan bahsetmiyorum. Marka bunların hepsinin ötesindedir. Pınar yerel bir markadır... Tıpkı Ülker, Eti, Maret, LC Waikiki ve benzerleri gibi...Türkiye ileride bir yerlere gelecekse bu yerel markaların global markalar haline gelmesiyle gelecek. Tıpkı LG, Mc Donalds, Hyundai gibi...Fakat biz, akıl dışı hırslarına kurban olmuşların bilimsellikten ve etikten uzaklaşmış itelemeleriyle toplumumuzu sürekli kutuplaşmaya itiyoruz.
Dün Ülker'in ürünlerini şeriatçı diye boykot edenler, bir başka gün Eti'nin ürünlerinde domuz yağı varmış diyor, öbürsü gün de Selim Yaşar, iktidara yaranmak için zevzekliğin de ötesinde 90 yıllık ticari itibarlarını ve marka değerlerini bitirecek şekilde açıklamalar yapıyor.
Benim eleştirdiğim zaten kıt olan kaynaklarımızı bu kötü iklimde kendi ellerimizle yok etme hadisesidir. Ülker'in bir reklamıyla infaz edilmeye çalışılması, Selim Yaşar'ın münasebetsiz tweetleriyle onbinlerce insanın geçim kaynağı Egenin en önemli markası Pınar'ın marka değerinin ciddi tahribata uğraması bu kötü siyasi iklimin eseridir.
Bu ortamdan global marka çıkması imkansızdır. Yerel markalar da bir bir azalır... Bu kötü siyasi iklimin bir an önce değiştirilmesi ve ekonomide rekabetin sadece kalite ve fiyat üzerinde yapılması tek şansımızdır.
Yaşar Holding bu siyasi iklimin kurbanlarından biridir sadece...
Halil Ibrahim Bayrakçı