Ey! Arif'e vefasızlık edenler,
O, ehl-i vatandı, ya siz kimsiniz,
Utanmadan kan davası güdenler,
O ter akıtandı, ya siz kimsiniz.

Sevenleri yola düştü, yol oldu,
Gözyaşları sele döndü, göl oldu,
Hani Ülkücü ruh, nerde, ne oldu,
Ruhunu katandı, ya siz kimsiniz.

Başbuğ'un evladı, can yoldaşıydı,
Yiğit bozkurtların öz gardaşıydı,
Ülkücü davanın mihenk taşıydı,
Kalbinde yatandı, ya siz kimsiniz.

Ne çileler çekti, hiç ilenmedi,
Namert kapısında iş dilenmedi,
Bu yüzden ona az diş bilenmedi,
Yapanlar utandı, ya siz kimsiniz.

Azmiyle yeşertip ülkü bağını,
Derleyip toplayan her ocağını,
İmanla, irfanla ham toprağını,
İşleyen kotandı, ya siz kimsiniz.

Göçtü bu cihandan, gayrı mezarda,
Asıl siz öldünüz fikri nazarda,
Namussuzun ipliğini pazarda,
Korkmadan satandı, ya siz kimsiniz.

Dosdoğruydu Arif Hakk'ın izinde,
Yetişmişti Başbuğ'umun dizinde,
Üstünüzde emeği çok sizin de,
Çatıyı çatandı, ya siz kimsiniz.

Aha geldi, gitti, buydu kaderi,
Ülküdaşlarına kaldı kederi,
Belli oldu çapınızın ederi,
Defteri tutandı, ya siz kimsiniz.

Devam edin, kulu olun bir putun,
Sofrasında aş dilenin Nemrut'un,
Hırsızlarla gizli, açık iş tutun,
Kinini yutandı, ya siz kimsiniz.

Hiç olmadı boş işlerin kâhini,
Çıkar için oynamadı şahini,
İki yakasından tutup haini,
Fırlatıp atandı, ya siz kimsiniz.

Feyz alırdı sohbetinden alimin,
Dem vururdu dehşetinden hâlimin,
Hep o yüzden acımasız zalimin,
Gözüne batandı, ya siz kimsiniz.