Büyük gazetelerden birinde yönetici semineri veren uzman, Türklerin dünyada en kötümser milletlerden biri olduğunu iddia etmiş. Bunu ispatlamak için de peşinden küçük bir test yapmış.

Bitişik sözcüklerden oluşan aşağıdaki cümleyi birkaç saniyeliğine gösterip yöneticilerden okumalarını istemiş: "THEGODISNOWHERE" Katılımcıların hepsi bu cümleyi: "THE GOD IS NO WHERE" diye okumuş. Yani "Tanrı hiçbir yerde değildir." seklinde. 

Uzman acı acı gülümsemiş... "Tam bekledigim gibi" diye mırıldanmış. Arkasından eklemiş Batı ülkelerindeki seminerlerde katılımcılar bu cümleyi söyle okudular diye: "THE GOD IS NOW HERE" Yani: "Tanrı şimdi burada"... 

Ne dersiniz?
Konferansı veren uzman haklı mı dersiniz? Milletçe kötü düşünmeye alıştık. Çevremizde gelişen her olay için acaba sorusu kafamızda. Sadece kötümser olmakla kalsak yine iyi. Hem kötümser hem de gelecekten ümidini kesmiş bir ruh halindeyiz. 

Umutsuzluk, baş edilmesi en güç duygulardan. Hem yitiren için hem yitirileni bulması beklenen hareketler için umudu yitirmek, geleceği ve hayatı kaybetmenin ilk adımı geçekten. Sadece bireyler için değil, topluluklar için, ülkeler için, davalar için bu böyledir. Büyük davaları yok etmenin bir yolu da umutlarını ellerinden almak, geleceklerini çalmaktır. 

Toplumca depresyonda mıyız yoksa?
Sadece biz mi yitirdik umutlarımızı?
Yoksa birileri umutlarımızı mı çaldı? 

Gasp, hırsızlık ve ahlaksızlık arttı. Sokaklar güvensiz, evimiz bile güvensiz gibi geliyorsa toplum olarak tehlikedeyiz. Yılmışsak, mücedele gücümüzü kaybetmişsek,var oluşumuzun nedenini unutmuşsak, unutmayalım ki suç bizim. Umutlarımızın, mücadele gücümüzün çalınmasına ses çıkarmamışız demek ki. Şizofren olduk. O kadar olayı görmemezlikten gelip poşete takılmamızdan belli değil mi şizofren oluşumuz?

Gördüğümüz her şeyi olumsuz yorumlamamızdan belli degik mi ruh halimiz? Daha fazla delirmeden yazıyı bitireyim efendim. 

Muhabbetle kalın. 

Doğan Ay