8 Eylül 2016 tarihinde Türk milliyetçilerinin meşru lideri sayın Meral Akşener'dir diye yazmışım. Bu akşam Meral hanımı izledim ve aynı fikrimi muhafaza ediyorum. 

Meral Hanımın lider olmasında sanırım çok büyük bir kısmımızın problemi yok. Fakat bu kendi fikir ve kanaatlerimizi, eleştirilerimizi ifade edemeyeceğiz manasına gelmiyor. 

Öncelikle, Meral Hanımın ilk öncelikli iş olarak referandumu belirtmesi ve oradan Hayır sonucunun çıkarılması hedefi son derece gerçekçi ve olumlu. RTE'ye karşı kullandığı dil fevkaladeydi.

RTE'ye karşı kullandığı dil fevkaladeydi. 

Bahçeli'yi hala muhatap almasını ve ısrarla yaklaşık bir saat bu konuda konuşmasını öncelikle eleştiriyorum. Bizim gözümüzde Meral Akşener'in pozisyonu meşrudur. Bahçeli'yi muhatap alması ve hala onunla didişir pozisyonda gözükmesi zamanında FETÖ iftiraları varken her programı o saçma FETÖ iftiralarına cevapla geçirmesi sürecine benziyor.

Bahçeli'yle didişen bir figür görüntüsü hiç ama hiç verimli değil.

Şimdi itirazları duyar gibiyim, "efendim, MHP tabanına hitap etmek gerekiyor, referandum sürecinde onlar çok önemli, onun için konu MHP tartışmasında" gibi...

Beyler, saygıdeğer hanımlar,

MHP'ne, 7 Haziran'da oy veren sonra gidip AKP'ye oy veren 2.5 milyon seçmen bu referandumun kaderini belirleyecek ve onların Bahçeli hiç umurlarında değil.

Sayın Meral Akşener'in profilini yükseltmesi ve sadece RTE'yi muhatap alarak diğer herkesi yavaş yavaş tansiyonu yükselterek siyaseten eleştirmesi gerekiyor.

Liderlik bir makama bağlı olarak yapılmaz. Hepimizin gözü, kulağı Meral Hanımdaysa mesele bitmiştir. O halde Bahçeli muhatap bile değildir...

Bir diğer eleştireceğim husus, 24 Aralık 2016 tarihli bir yazımda aynen şunları demiştim: "Sayın Meral Akşener hanımefendi dün yaptığı bir TV konuşmasında anket sonuçları olumsuz gelirse RTE'nin referandum teklifini mecliste öldüreceğini iddia etti. Bu teze hiçbir şekilde katılmıyorum. RTE her ne pahasına olursa olsun referandumu ve getireceği diktatürya yetkisini almayı deneyecektir."

Meral Hanımın tahminlerinin aksine anket sonuçları olumsuz gelmesine rağmen RTE, benim tahminlerim uyarınca referanduma gitti. Zira her hal ver şart altında dışarıya karşı kendi pozisyonunu hukukileştirmek durumunda. Bu operasyonu herkes içeriye karşı yapılmış zannediyor asıl mesele dışarıdaki meşruiyet arayışıdır.

Şimdi gene Meral hanım, bence benzer bir stratejik hatayı yapıyor. Referandumdan "HAYIR" çıkması durumunda Devlet BAHÇELİ'nin istifa edeceğini ve MHP'nin kongre yapması durumunda Genel Başkanlığa adaylığını koyabileceğini düşünüyor.

Bu stratejik senaryo kanaatimce son derece umutsuzdur. Devlet Bahçeli'yi ölüm hariç o makamdan "kendi isteği" olsa dahi kaldırabilecek irade yoktur. Israr ediyorum kendi dahi istese o makamdan onu kaldırtmazlar.

O halde bu boş temenniye umut bağlamadan, kendi göbeğimizi kesecek faaliyetlere odaklanmalıyız. Ama önce referandum... Herkesin hiç durmadan bu referandumda hayır için çalışması çok önemli. Sonra ahların, vahların bir kıymeti olmuyor.

Halil Ibrahim Bayrakçı