Yıllardan beridir iki ezeli takımın mücadelesini -topyekün- seksen iki milyon olarak seyrettik. Kim ne derse desin, bu iki ezeli takımın ülke uğruna verdikleri emeği yabana atmamız mümkün mü?!


Kar yağdı, bahar bahçelerinde güller açtı, sonra güz geldi, şehir çalkalanan bir tuhaf girdabın patiskasını yırtarak yine iki ezeli takımı sahaya sürdü. Belki kültürlerin en keskin iki ucu halinde verdiler cenklerini! Cenk diyorum; çünkü altından ne yumruklar sallanarak geçti bu köprünün, debisi mütemadiyen değişen suyun bilhassa gizli dalgaları, ağaçları kökünden sürükledi. Ahhh, aaaahhhh; daha nasıl anlatsam çürümüşlüğün kapladığı vücutları ve tedavisi için halk'a sokulan halka halka yayvan tebessümleri?? Aahh aaaaahh aağğğğhhh!!

Evet sevgili izleyenlerimiz;
Evet saygıdeğer kalabalıkların incileri; güzelin, balın, tatlı dilin maddi-manevi serveti insanlar;
Az sonra
Birazdan
Muhtemelen sonra
Galiba ilerleyen dakikaların ardından
Daha daha daha daha
Epey epey epey epey
Hey hey hey heyyyy
Ley ley ley ley
Lim lim lim lim lim...

Sanırım dilimde, tam ucunda, dilimin ucunda...söylemeye çalıştım, söylüyoruuumm, söyledim!
Duydunuz mu?
Söyledim!!
Bu kaçıncı kez, takip edebildiniz mi?

"İki ezeli takım!"

Önce seyirciden başlamak istiyorum: şu gördüğünüz 783.562 kilometrekarelik alanda, boydan boya dizilmişler. Sıra sıra, her birisinin takımlarını desteklemesindeki koyu heyecan, saniye saniye beliriveriyor yüzlerinde..

Tam ortadan çattt diye ikiye bölünmüşler. Bilen bilir, yarılmışlar kabak gibi..
Nitelikleri, isimleri; sevabın ve günahın anahtarı. İlk on birleri, denklikleri; yani muadil adaletleri, ölçüleri yok..

Bir tarafın taraftarına "Cennet",
diğerine "Cehennem" denilmiş. Büsbütün karşıdan görüldüğü gibi; bildiğiniz, o meşhur tıklım tıklım doluluğun kendisidirler.!

Ses geliyor "Cennet"ten": melek meeelekk meeelllekkk!
ve
"Cehennem"in dilinde: şeytan şeeytaan şeytaaaaannn!

Yükselen sedanın havada attığı taklalar evvela birbirleriyle çarpışıyor, sonra takımlarını çağırıyorlar.
Kim çıkacak öne, kim geride kalacak? Öncelik kimin olacak derken onlarca yıldır yaptığını yapan takım, ilklerin eseri namıyla çıkıyor sahaya!
Alkışlar, adrenaline karışmış çığlıklar, gürül gürül seslerin içinden sıyrılıyor: "Müslüman"!

Evet, Müslüman!
Aslında sporu da var, sporla birleşiyor Müslüman!

Eeveettt, sahadaaa! Cennet'e doğru, el ele tutuşmuş, tezahürat bekleyerek koşuyorlar. Koşuyor Müslüman Müslüman MüslümanSPOR!
....

Ateşler yakılmışçasına, kollarında kara kara dövmelerle karanlığı yaran tütsülerle bir simgenin fotoğrafını yansıtarak ellerinde bira şişeleriyle toprağın altını, üstünü, kenarını unuturcasına takımına haykıran; " haydi çık çık, saha seninnn seninn" diyen "Cehennem"ciler. Artık suyun ateşten korktuğu ayrıntıdayız! Yerinde duramayacak kadar atak, kızgın ve saldırganız.. diyor diyor diyoorlarr. Cehennem'in yüzünde bitmeyen yakıcılık, sönmeyen bir kor; atılıyor ileriye. Yeniden döküyor lavlarını mağara karanlığı ağzının yanardağlarından. Hayydi göreyim senii, haydi günahımın mecali! Çık çık çıııkkk!

Cennet'in kovduğu tarafa yönelerek, kıvılcımların sıçradığı ışığa yürüyerek çıktı sahaya. O da çıktı; ama hep arkadan, itilmişliğin astarını parçalayarak, hakkını arayarak, sorarak.. Şimdi sahada, gümbür gümbür ortada; narıyla, aleviyle dimdik yerinde, çelik dirayetinin efsaneleri heybesinde.!!
Adıyla sanıyla şeytanı kucaklayan canıyla "Kâfir, Kâfir, KâfirSPOR!

Taraftarlar coşkunun zirvesinde sallanıyor sallanıyor sallanıyor. Cennet'e gitmenin hesabını yapanlar, Cehennem'in zararına çalışıyor çalışıyor çalışıyor. Kimler galip gelecek, kazanmak kimlerin harcıdır, göreceğiz göreceğiz göreceğiz!

Cennetçilerden bir taş geldi, taakkk cehennemin kafasına.. Şeytanı taşladı Cennet; Cehennem Cennet'e ateş püskürdü. Yukarıda tuhaf şeylerin olacağını bilemedik, aman Tanrı'm! Maç başlamadan, yenilgiler yüzeye çıkmadan bu taşkınlık, kavga da ne?
Arada sus pus olanların gözleri hakemi, teknik ekibi, tribünleri yatıştıracak ortak noktayı aradı. Hakem nerede, kanun nerede diye emniyetin olup olmadığına bakanlar hem ezildi hem ağladı..

Ezilmişlerin kurtarıcısı olduğunu söyleyen yankı sonunda geldi. Bu yankı ki çalan düdüktü. Çaldı nihayet, geldi nihayet. Müslümansporla Kâfirspor'u orta sahaya çekti. Bir marş okunacak dedi; ama bu, istiklale yazılan marş değil de "Vatan, Millet, Sakarya" marşıydı. Yani göz boyama marşı..

Hakem ve onun düdüğü marştan önceyi işaret etti. En azından her iki takımdan da üçer beşer futbolcunun, oyuncunun isimlerinin telaffuz edilmesini istedi. Bunun üzerine Müslümansporla start verildi:

1- Kiramen Katip
2- Rakip(İyilik Meleği)
3- Ketum
4- Nur
5- Huzme

.
.
.
Sonra Kâfirsporla devam edildi.

1- Atid(Kötülük Meleği)
2- Azap
3- Şeytan
4- Şer
5- Şirpençe
.
.
.
Süsleme marşı okununca hakem maçı başlatan taraf olarak Müslümanspor'u seçti.
Maç başladı!

Huzme'den Nur'a doğru..
Nur, Şeytan'a bir çalım attı. Meşin yuvarlağı yerden kesip Şirpençe'nin üzerinden kendi önüne düşürdü. Sağına baktı, hep sağına; baktı ki orada duruyor. Orada durana attı. Yani İyilik Meleği'ne(Rakip). İyilik Meleği koştu koştu, önüne geleni tekmeleyerek hakemden aldığı koruyucu gücü kullanarak koştu. Aldırmadı, hiçbir şeye ve hiç kimseye üzülmedi. Vurdu kırdı geçti. Defanstaki Kâfirsporlu Azap'a kadar koştu. Azap'a bile faul edip kaleciyle karşıya karşıya geldi. Bir şut bir şut çekti ki; meşin yuvarlak kaledeki Şer'e çarpıp geri döndü. Şer, topa uzanmış, topu avuçlamıştı ki; İyilik Meleği Şer'in parmaklarını çiğneyip geçti. Şer ağladı, Şer haykırdı; top kaleyi buldu. Şer; yan hakemleri, köşe kenardaki adaleti, eşitliği aradı, bulamadı. Azap bulunduğu yerden kalkıp hakeme koştu. Bunca yıllık Azap'ım böylesini görmedim! İyilik Meleği beni ezdi geçti, bana azap etti; görmediniz mi dedi. Dedi; ama boşuna! Hakem golü verdi. Müslümanspor, Kâfirspor karşısında 1-0 önde..

Bu moralle olmayacak, burada başka bir şey var deyip Kâfirsporlu futbolcular ağlaya ağlaya birbirlerine baktı. Tribünler "defol kâfir" sesleriyle adeta yıkılıyordu. Reddedilmenin, yalan yere yaftalanmanın, haksızlığın, 783.562 kilometrekarelik kendi topraklarında yezit, dinsiz, hain, alçak diye yuhalanmaları güclerine gitti. Yine de yıkılmak yok deyip meşin yuvarlağı alıp ortaya koştular, koştular koştular; hıçkıra hıçkıra koştular. Gök yarıldı, yarılan parça ufkun moruna sıkışıp Kâfirsporlu futbolculara ağladı. Ağladı kafasının üstüne düşürülen çocuklar, gencecik umutlar, ah yarınlar ahhhh! Ağladı parmaklarının iki taşın arasında kıstırıldığı acıya özgürlük! Yaşam hakkı, dünyanın iftirayla kirlettiği bembeyaz yoksulluklar ağladı Kâfirspor'a!

İnsan yaşar yine de, insandır tutunur hayata. Yalnızca bir küçük penceresi olsun, ışığa bakarak hücrede bile yaşar insan. Hücrede olsalar bile gerçek ışığa, o pencereye elini uzatıp sarılmaya, yemin etmişlerdi. Tarafsız(!) hakem, başlayın deyince gökyüzü yarıp ayırdığı parçasını tekrar kendisiyle birleştirdi..

Şeytan, Kötülük Meleği'ne(Atid) baktı, Şirpençe, Azap'a; Şer defanstan ayrılmadı. İki adım attı atmadılar, Müslümansporlu Ketum, hakemin gözleri önünde beden dilinin ayna gibi parladığı o yerde, Kiramen Katip'in kulağına "yık, ser onu yere" dedi. Azap yeniden yerde. Yine ellerini çiğneyip geçen Müslümansporlu İyilik Meleği'nin işkencesine uğramış durumda. İyilik Meleği yaptığı kötülük, işkence ve tarafsız(!) hakemin tahriki, telkini ile karşı atağa geçti. Bir evvelki acı sahneleri tekrarlayıp haksızlık edip 2. golünü de attı..Kâfirsporlu futbolcular nezaketini bozmadan, vücut dilini kabalaştırmadan nazik şekilde hakemin yanında bittiler. Haklarını, hukuklarını istediler. Ne var ki o hakem, adil tavır sergilemedi..
Bu nasıl hakemdir, bu mu şimdi Müslüman, kimdir Müslüman? Ah bir anlatabilsem şu 783.562'lik alana, ah bir anlatabilsem!!

Seneler oldu, aylar takvimler eskidi, yırtıldı gitti. Müslümanım diye geçinen, temiz Müslüman'ın ruhunu ayartan, Anadolu'nun safkan insanlarını uyutanlar; hep aynı zalim yaftayı vurdular kendisi gibi düşünmeyen, dini değerlerini siyasete, palavraya, üç kuruşluk politikaya alet etmeyen, neredeyse tamamı Müslüman olan Türkiye'nin halkına, onlarla aynı görüşte değil diye ateist, kefere, Allah'sız, izansız nursuz dediler.

Oysa Müslümanspor'un başındakiler şeytanın kendisi olduklarını adaletsiz hakemleriyle Kâfirspor'a kanıtladıklarında Müslümansporlu taraftarlar bu zulmü görememişti..

Kaç kere yıkıldılar, görülmedi.
Kaç kere azaba uğradılar, görülmedi. 783.562 kilometrekarelik sahada kullanacakları bir serbest vuruştu. Mesele serbest vuruştan gol atmak değil, serbest vuruşu kullanmaktı..
İşte, göremedikleri şey buydu!!

Engin Yeşilyurt