Kültür emperyalizminde gelinen nokta, bağımlı kıldıklarını "Celladına Aşık" etmesidir.

 Her "Sömürü Düzeni" toplumun zayıf ve nispeten geri kalmış yönlerini hedef alır. O ülkenin insanının kaynakları ile dinamik güçlerine sahip çıkmalarına arzu etmezler.

Güçlünün güçsüzü ezip, un ufak etme isteği en büyük amaç ve gayeleridir. Dolayısıyla Kültür Emperyalizmi karşımıza daima farklı maskelerle çıkarlar. Bunun adı da Küreselleşmedir. Hedef kitle ise öncelikle "Gençler" olmuştur.

Emperyalistler, gençleri TV programları ve flimlerle, eğlence, giyim ve tüketim alışkanlıklarıyla kendilerine benzetirler. Şizofrenik derecede kabul gören moda, yarışma, evlilik programları bunların en güzel örnekleridir.

Artık geleneksel yemeklerimizin yerini "Pizza ve Hamburger" almakta ve Batı menşeli markalı ürünlerle, Amerikan ve İngiliz bayraklı giyecekler birer gurur abidesi gibi çocuklarımızın bedenlerini süslemektedir. 

Gençlerimizi, Türkülerimizin piri olan; Karaca Oğlanı, Pir Sultanı, Veysel'i ve Neşet'i, dinlerken yada Sanat Müziğimiz den Rastı, Hicazı veya Hüzzam Makamını mırıldanırken hiç duyanınız ve göreniniz olmaz...!!!

Ayrıca; Büyük Şehirlerimiz de; otel, pastane, lokanta ve diğer işletmelerin adları ala bildiğince yabancı isimlerle donatılması Türkçe'mizin acizliğinden mi? Yoksa yozlaşan ve kimlik bunalımının bir sonucu mudur ? Bilinmez...!!!

Bir çoğuna "Nerede yaşamak istersiniz.?" diye sorsanız...!!! Ne gariptir ki; Ekseriyetle....Dünyadaki bütün savaşları çıkaran, ülkeleri bölüp parçalayan ve kainatın huzurunu kaçıran AMERİKA'da yaşamak istediğini söyleyecektir.

Kültür Emperyalizmin de gelinen nokta, bağımlı kıldıklarını "Celladına Aşık" etmesidir.

Kendi Milli Kimliğimizden hızla uzaklaşıp Batı ve Amerikan hayranlığı ile büyüyen ve yetişen gençlerin oluşturduğu bir ülke de, "BAĞIMSIZLIK'dan" söz etmek, kendimizi kandırdığımız kocaman bir yalan olmaya mahkumdur...

Sedat AYHAN