Dün akşam Malatya'da Koray Avcı'nın konseri var/mış/dı.

Varmış, çünkü afişini gördüğüm halde Koray Avcı'nın kim olduğunu ve ne tür müzik yaptığını bilmediğim için umursamamıştım. (Bunu da benim cehaletime saymak isteyenlere saygı duyarım)

Vardı, çünkü konser verecek sanatçının kim olduğunu sorduğumda beni konsere davet eden öğretmen arkadaşım; "Sana bir ara 'Yazımı kışa çevirdin' türküsünü dinletmiştim ve sen o yorumu çok beğenmiştin ya; işte o adam" dediği için gidip sonuna kadar olmasa da alanda bulundum.

Gerçekten de dinlediğim yorumu beğenmiştim ve sırf o türküyü canlı dinleyebilmek için birkaç gündür gribal enfeksiyon geçirmeme ve vücudumda kırgınlık olmasına karşın konser alanında beklemeye başladım. Kalabalık toplanmıştı ama henüz ortada konseri verecek olan sanatçı ve saz ekibi görünmüyordu.

Sahnedeki sunucu, önce konseri düzenleyen belediye başkanı ve alanda bulunan diğer siyasetçileri iyice bir yıkama yağlamaya tabi tuttu. Peşinden de Malatya merkezden başlayarak ilçelerin isimlerini saymak suretiyle kalabalığı coşturma çalışmalarına başladı. Coşkuyu yeterli görmemiş olmalı ki bu sefer daha derinden ve ciğerden bir ses tonuyla:

"Başta Amerika ve İsrail olmak üzere tüm dış güçler tarafından yıllardır Türkiye üzerinde oyunlar oynanıyor. Dün Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşında, 15 Temmuz'da yapamadıklarını bugün ekonomik darbeyle yapmaya çalışıyorlar. Haydi! Telefonların ışıklarını açalım, Amerika ve tüm dış güçler, bizim birliğimizi, Malatya'nın kardeşliğini ve Türkiye'nin gücünü görsün, Beyaz Saray'daki Trump'ın dizleri titresin." diye avazı çıktığı kadar bağırmaya başladı.

Bunun üzerine alandaki izleyicilerin hepsi, ceplerinden yerli ve milli ürünümüz olan Vestel Venüs marka telefonlarını çıkararak (hiç kimsenin elinde Iphone veya Samsung gibi yabancı marka yoktu) ışıklarını yaktı. Açıkçası konser alanını dolduran kalabalık bir anda iyi bir 'Işık kardeşliği' sergilemeye başlamıştı.

Etrafımız telefon ışığıyla aydınlanır gibi oldu. Sağımda ve solumda kollarının son kıvrımına kadar dümdüz ederek ellerindeki telefonları yukarı kaldırmayı kâfi görmeyen insan topluluğu vardı ve bu kifayetsizliği ayak parmaklarının ucuna basarak telafi etmeye çalışıyorlardı. Eğer günümüz savaşları telefon ışığı ile yapılıyor olsaydı, dün gece Malatya Belediyesinin yanındaki konser alanını dolduran o kalabalık kesinlikle dünyayı bile fethedebilirdi. 

Sunucunun platformdan izlediği manzarayı överken tekrar ettiği "Trump bu manzarayı görsün de dizleri titresin!" sözleri arasında aklıma birdenbire Beyaz Saray geldi ve Trump'ın halini düşününce üzüldüm. İnanıyorum ki bu görüntüyü izleyen ve telefon ışığından gözleri kamaşan zavallı adamcağız, dizlerinin titremesi bir yana, altına bile s.çmıştır.

Konser nasıl mı geçti? 5-6 şarkı dinlememize rağmen 'Yazımı kışa çevirdin'i söylemeyince umudu kesip oradan ayrıldık...

B. Melih EMRE