I.
Çal Tanburunu Cemil bey, düşümde mevsim yazdır
Bu hem gri hem beyaz, tam rengiyle bir yastır
Dimağım abad oluyor akışın içinde
Eski emellerim bilmem şimdi neden paslıdır ?

Kaç yıl olmuş ki ben bu akışa tutsak olmuşum ,
İsterken bu akıştan kurtulmak onun çöllerinde mecnun olmuşum
Sözlerim birikmiş ağzımda ,ağzımda pıhtı olmayı bekleyen kanlar
Akış benim yarim olmuş, ben akışın eri olmuşum

Akış her anın katili, her doğanın annesi
Tabiat ona amade, dağlar onun için delinir
Onun için yıkıldı Babil,Timur onun için bacağını kaybetti
Kimse sormadı; akışın başlangıç mevkisi neresiydi ?

Ben ki bilirim bu esrarı elimde incir ve zeytin dalları
Bilirim kimin eseri bu akış
Ondandır eksiltmez hayat üzerimden tokatını
Akışın yatağında bir dev uykuya dalmış
ıı.
Esrarlı bir uykudur şimdi tüm anlattıklarım
Nehirler geçtim sana ulaşmak için
Cümleler tükettim adına söylenilebil diye
Esrarlı bir uyanıştır bütün anlattıklarım

Şarkılar gelişi güzel söylenir
Caddeler her gün onları tahrip edenlerle dolu
Kanlar damarda uslu uslu yatıyor ,ben ve sen
Bu düzende iki çorap söküğüyüz

Sevgilim , bak hazır akış beni azad etmişken kendi karanlığından
Gidelim diyorum elimizde meyveli şekerler
Uçsuz bozkırlar olacak önümüzde
Ama olsun gidelim
Savaşlar olacak
Ölümler
Olsun gidelim
Karanlık olacak,belkı bitecek hayatımız bu kaçışta
Olsun bitelim

Çün aşk değil midir hayatların bitmesi ?
Bu sözü yurt duvarlarıyla öpüşen bir çocuktan duydum
O vakitler ben çocuktum ülkeler kurardım bilmezdim
Akış neymiş ,Kaçış neymiş, neymiş bütün kelamların ardındaki sır ?
Niçin odama her gece bir insan silueti yansır ?



3.3.2017