CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun tweetleri dünya görüşü ayrımı yapmadan bir çok vatandaşımız tarafından kabul edilemez olduğu gibi benim için de kabul edilemez. 

Maalesef ne güzelim vatanımızda ne de Atatürk'in kurduğu parti CHP'de böyle bir zihniyetin varlığı yeni değil. 

Lakin bu olay vatanımda Kaftancıoğlu'nun zihniyetinden daha da nefret ettiğim bir zihniyetin varlığını tekrar gösterdi bana.

Kaftancıoğlu Türk'e kustuğu kini saklamıyor. 
'Tarihte Bugün: Ermeni Soykırımı başladı. Katledilen Ermeni vatandaşlarımızı anıyoruz, 19.15'te Taksim'de' demiş mesela.

Ve bakıyorum, 'milliyetçiliğin' birileri tarafından 'ayaklar altına alınmasını' alkışlayan bir güruh, herkesten fazla milliyetçi kesilmiş.

Oysa aynı güruh değil miydi, benzeri sözleri sırf başka bir ağız telaffuz ettiği için alkışlayan?

Başbakanlık Basın Merkezi tarafından 23 Nisan 2014'te yayımlanan ve ERMENİCE(!) de dahil 9 dilde Twitter üzerinden de paylaşılan açıklamanın şu sözlerle başladığını görüyoruz:

"Ermeni vatandaşlarımız ve dünyadaki tüm Ermeniler için özel bir anlam taşıyan 24 Nisan, tarihi bir meseleye ilişkin düşüncelerin özgürce paylaşılması için değerli bir fırsat sunmaktadır."

Sonra da şöyle devam edilmiş:

"Kadim ve eşsiz bir coğrafyanın benzer gelenek ve göreneklere sahip halklarının, geçmişlerini olgunlukla konuşabileceklerine, kayıplarını kendilerine yakışır yöntemlerle ve birlikte anacaklarına dair umut ve inançla 20'inci yüzyılın başındaki koşullarda hayatlarını kaybeden Ermenilerin huzur içinde yatmalarını diliyor, torunlarına taziyelerimizi iletiyoruz."

Açıklamada benim en dikkatimi çeken kısımlar ise şunlar olmuştu:

"Osmanlı İmparatorluğu vatandaşı herkes gibi Ermenilerin de o dönemde yaşadıkları acıların hatıralarını anmalarını anlamak ve paylaşmak bir insanlık vazifesidir.

Adil bir insani ve vicdani duruş, din ve etnik köken gözetmeden bu dönemde yaşanmış tüm acıları anlamayı gerekli kılar."

Evet, bu açıklamayla dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan Ermenilere 1915 olaylarına ilişkin taziye mesajı göndermişti.

Bu da yetmemiş gibi bir sene sonra Cumhurbaşkanı vasfıyla 24 Nisan'da Sarkisyan'a mektup yazarak Çanakkale'de beraber savaştığımızı iddia edip, Sarkisyan'ı Çanakkale Savaşını anma törenine davet etmişti.

O zaman Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının böyle bir mesajını ve davetini kabul edemeyen herkes bugün CHP il başkanının tweeterine verdiği tepkide haklıdır. Lakin bu taziye mesajını yadırgamayan, ve hatta destekleyen ve alkışlayanlara bugün ne oluyor?

Şimdi sormak gerekmiyor mu, 'madem 'Ermenilerin de o dönemde yaşadıkları acıların hatıralarını anmalarını anlamak ve paylaşmak bir insanlık vazifesiydi, Kaftancıoğlu'nun kuyruk acısını neden anlamıyorsunuz? Neden bu olayı 'anması' zorunuza gidiyor?' 

Sebebini söyleyeyim;
Çünkü ne kimliğinin, ne de goy-goyunu yaptığı diğer değerlerin şuurunda olmayan bir güruh söz konusu ve bu durumun gözümüze sokuluşu da ilk değil. 

Daha dün biz Fetö'yü eleştirirken Fetö ile beraber yürüdükleri yollarda, yağan yağmurda beraber ıslananlar ve bize 'Feto diyemezsin, muhterem Hoca Efendi diyeceksin' diye ahkam kesenler şimdi en büyük Fetö düşmanı olmadı mı?

Daha dün, biz açılıma tepki verirken, Oslo görüşmelerini, Dolmabahçe'de, Meclis'te okunan mektupları alkışlayanlar, bize ırkçı, kafatasçı mahlukat diyenler, şimdi en büyük pkk düşmanı olmadı mı

Daha dün Barzani ile gurur duyanlar, biz eleştiriyoruz diye bize hain gözüyle bakanlar şimdi Barzani'ye zehir kusmuyor mu?

İsrail'den alınan madalyalara, İngilizler'den takılan nişanlara, papa heykeli altında atılan imzalara alkış tutanlar…

Artık ağızlarından ne hikmetse 'İsrail dölü' veya 'Ey AB, Ey İngiltere…' gibi lafları duyar olduk...

Ne oldu? 

Soruyorum;
'FETÖ, PKK, Barzani, İsrail, AB, İngiltere mi yoksa siz mi değiştiniz?'

Cevap?

Kendilerini 'yok şunun torunuyuz, yok ecdadımız…' vb. başka laflar ile kandırıyor olabilirler, belki ağızlarından hiç düşürmedikleri 'vatan, millet, Sakarya' edebiyatına kendileri inanıyor olabilir ama aslında hiçler. 

Koca bir hiç.

Goy-goy milliyetçiliğinden öte geçemeyen, jingoist, şuursuz, ruhsuz, eziklik komplekslerini tatmin eden her naranın arkasından koşan bir güruh.

Devlet kendini Kaftancıoğlu Zihniyeti'nden her zaman korumuştur ve korur ama bu güruh var ya bu güruh….

Asıl tehlike bu güruh.

Tanrı Türk'ü korusun….