İSYANIM

İsyanım bu aymazlığa, bu nemelazımcı eyyamcı kafaya. Kınalı kuzular can verirken yurdu yaşatmak için utanmadan ahkam kesenlere bu isyan.
Yazmak gelmiyor içinden.
Yazsam kime yazacağım ki? Kürsülerden Afrin'e gitmeye kalkan çapsızlara mı yazayım? Sloganlarla şehit olanlara mı derdimi anlatayım yoksa?
Yok yok bunlar da olmaz.
Kime yazayım?

"Bizi Afrin'e götür" diye böğürenlere "çıkışta beraber gidiyoruz "diyen başbakana mı yazayım?
Neresinden bakarsanız bakın tutacak yeri yok bu yazma işinin.
Kim için kime?
Şehirler var. Kanalizasyonlar pislik akıtıyor…
Maşallah vur patlasın çal oynasın bütün kanallar.

Ölümcül bir sessizlik…
Ölümcül bir gaflet hali..
Ölümcül vurdumduymazlık…

Yazsam kime?
Şehit haberlerini gülerek verenlere mi?
Laf olsun dostlar alışverişte görsün diye Afrin'e gitmeye kalkanlara mı?
Yok be arkadaş en iyisi yazmamak.
Bir köşeye çekilip ağlamak.

Bir yandan birlik beraberlik nutukları çekmek.
Ne bileyim işte ateş düştüğü yeri yakar derler.
Ateş düştüğü yeri yakıyor beyler de nutuk atıyor.
Beynimiz mi dumura uğradı yoksa düşünme kabiliyetimiz mi kayboldu?

Yoksa Allah korusun vicdanımız mı köreldi.
Yoksa Ankara'nın göbeğinde terör örgütü için sloganlarla yapılan kongre için yer yerinden oynamalıydı değil mi? Eğer hâlâ yer yerinden oynamışsa ne yazmalı ne söylemeli?

İSYANIM bu sukuta.
İSYANIM bu aymazlığa.
İSYANIM kendi benliğimizin uydurduğu otoriteye..
İSYANIM titreyip kendine bir türlü gelemeyen Türk milletine..

Tanrı Türkü Korusun

Doğan Ay