​3 yıl aradan sonra ilk defa yazasım geldi. İnsanın içi dolar dolar ve o dolduklarını tutar sonra salar ya... İşte öyle içimde tuttuklarımı salasım geldi.

Bir Ölüm... Bir Cenaze... Bana o kadar şeyler öğretti ki...

İçimde biriken yaşlar gözümden dökülemese de şimdi klavyenin ucuna dökülecek belki de. Ne kadar uzak olsan da gerçekten Baba Yarısı diye bir duygu varmış. İşte bunu öğrendim. Mesafelerin kan bağını koparamayacak kadar güçlü olduğunu öğrendim.

Siz hiç boş bomboş bir hayat yaşadığınızı düşündüğünüz oldu mu? Benim olurdu ara ara... Bu dünyaya hiç bir şey bırakamadan gitmek. İsminin bir gün bir yerlerde kaybolması. Mezarının başında olur da denk gelirse belki biri bir Fatiha okur gibisinden... '

Unutulmak' ne kadar acı... Sanki aldığınız nefes boşuna gibi.

16 Şubat 2019 Samsun Büyük Cami.. Tüm hücrelerime kadar boş hayatımı hissettiğim gelişine yaşadığımı hissettiğim yer...

Gözümün önünde koca koca adamlar, dedem yaşında insanlar, kadınlar ağlıyorlardı. Ozan Arif kendilerini hiç görmemiş olsa da evlatlarını, babalarını, abilerini kaybetmiş gibi ağlıyorlardı. Bir insanın arkasında bırakabileceği en güzel şey değil mi? Hiç tanımadığın insanların senin yokluğun için gözyaşı dökmesi, senin için dualar etmesi...

Nasıl oluyordu bu? Aslında düşünmeye bile gerek yoktu. Ozan Arif doğru bildiğinden şaşmadı. Dürüsttü.. İnandıklarını sonuna kadar savundu.. Eğri değil hep düzdü yolu.. Hatta bir solcu arkadaşımın deyimiyle farklı olsak ta MERT ADAMDI... Umarım biz de bu mertebeye erişebiliriz. Bu dünyaya iyilik ve doğruluk bırakmak ne muazzam şeymiş. İşte bunu öğrendim.

Allah mekanını Cennet eylesin...